inancım ılık hücresinde saklı ve canlı ferd-i bireydir
hemen cismim’in bitişiğine tünemiş fakaat

insan odaklı iç kavgasında yenişemediği öznel duyguları
yengeç sepetiyle salmak istedi dimağın derinliğine
hayali kucaklamak yolun yarısı ederdi//yer çekimsiz adımlamak tevekkele oksijen kaybı

bu şiirin anlaşılması teklif dahi edilemez-ünlem !

şiddet içermeyen gönlü hazan tartışırmış döktüğü yaprakları ayaz ışığın
kimlerin teklifiyle neşvü nema soldu-bir bulsa balık sürüsü us’unu sonar aleti
-’demokratik lâik sosyal bir hukuk devleti’- vayy ölmüş anamın erimiş mezar taşı kirvesi
tuğladan ciltler bin sayısıyla çarpılır külliyat eğilmez ve öğrenemez yine de
inat ve kanaât baskısı defter-i kebir arası kırmızı tüy
zihnin çatlamış kalıbından çıkar klişe köşeli ergen ve aç bebek

bak kollarıma diken diken etnisite sınıfta kalırken
sana bir üst kimlik vereyim yaz silinmeyen sıra dağlara
mutluluk zerk edenin aklından bir parça kopmuştur ve o’nu da komşu kapısına koymuştur
sus ve mutlu ol aşkım // hukukumuz yok mu o kadarcık içsek lâisizm’in sosyal soluğundan
öğrenilmiş umarsızlığı da unut
nemâlan’ bir ân kerli ferli bir bürokrattan

duydunuz mu asimile olmuş ben gibi oligarşi ?
sana bakmayı tutsak etmişler gözlerime insan hakları...

..



Not..Bu BKM’nin her iki programında da subliminâl değil açık açık ’’BEYLİK DÜZÜ’’
’puşt zulası’ anımsatması var-skeçlerinin yedirilmiş içlerine-ne ayaksınız kemal sunalın çocuğu ve
hakkarili oğlu (İBB) baş hokkabazın reklâmını ne uğruna yapıyorsunuz ? umarım okur yandaş biri de
söyler İSTANBULUM işgalcilerine...