15
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1084
Okunma

‘’İnsan acısından utanır mı?
Döktüğüm yaşlarla zehirleniyorum…’’
(Alıntı)
Tuşa gelen sessizliğin kirpiklerini öpüyorum belli ki duman altıyım ben bu yenilgide üstüne üstük kıskanıyorum yandaş gözyaşlarımı ve ısrarla sevip özlüyorum mavi yorgunluğumu öyle ya, sevgili: harında nükseden bir acıdan çaldım ben seni… sonrası mı? Bekle ve gör, mavi turnam…
Zamanın ensesine yapıştı aynadaki aksim:
Belli ki lanet rüzgârın dindiğini sanmıştım
Uysalca gerindim
Umarsızca silkelendim
Giyinmeyi unuttuğum mutluluğun duasına çıktım
Veri tabanında iri damlalar vardı güncemin:
Seyrelen saçlarında ömrün
Devasa gölgeler
Ruhumu askıya alan bir düş
Kekremsi tadında ölümün
Yeknesak bir d/okunuş:
Elbet ihbar ettiğim idi iç sesim
Müdahil olduğum gösteriye
Bir nebze de olsa firar etmeden dünden, hüzünden
Kapaklandığım yokuş
Ne de olsa mavinin titrinde bir serzenişe gebeydi
Ellerimden kayıp giden zamanın
Miadı artık nasıl dolmadıysa
Sevilmeyi diledim yürekten
Mamafih…
Son bulduğunu da sanma sakın umudumun.
Yakardığım istikamette bir vahamet
Enkaza dönen her yatsı vakti
Sokaklara döküldüğüm
Belki de bir boş çöp kutusunu karıştıran
Sıska tekir kıvraklığında
Söylemediğim söylemediğim ne çok yalan.
Yankısı gelir mi, söyle?
Sus payı her söylemde
Gümbür gümbür atan atıl yüreğin
Haznesine tıktığım her hıçkırık,
Söyle, çalınır mı kulağına?
Mehtaba her baktığında
Ah, sevgili, içinden en içinden
Bir dilek tutsana bizim için.
Oysaki asla biz olamadık:
Mermer mezar başlığında
Gerdeğe giren çocuk gelinin
Yaftalandığı o yatak odasında:
Sureti olmayan bir eziyetin, işkencenin
Karekökü bile olamadık insan titrinde:
Yenik düştüğümüz şehvete ve zulme
Bağrımıza ne bastık da?
Sevici hükümlerin bağlanırken basireti,
Sanır mısın ki,
Mehter marşıyla uğurlayacaklardı
Bu tek oda yalnızlığı?
Yetmedi hicvedecek bir çılgın mıydı da aşk meleği,
Endamlı bir vazgeçişin hüsranına mı yenik düşecektik
Beylik aşklar pazarında?
Ne sensin…
Ne ben.
Biz olmadan kaderin reva gördüğü katı bir son.
Ya öncesi olsun ister miydin?
Hani kopup geldiğimiz farklı dünyaların nazarında?
Kaç ölçekti aşk?
Kaç ölçekti hükmedilen?
Fevri yüreğime söz geçiremediğim miydi tek ferman?
İmgelerin dansında bastığım ayağına madem
Şiirin:
Elyaf üzünçlerinde mi mevsimin,
İkram ettim satırları rüzgâra?
Iskartaya çıkan düşlerin hiç mi suçu yoktu nezdinde?
Latife yapan bir hüzne mi geçecekti sözüm?
Ellerimde derdest bir defter:
Yaprakları kırışık ve gölgeli bir sitem…
Lafügüzaf, azizim:
Bilemezsin asla bilemezsin
Nasıl da acır eklem yerleri sezilerimin
Ne de olsa;
Emir büyük yerden.
Ne evren kazan ne aşk kepçe:
Yetemedim asla ne sana ne de
Bu metruk düzene,
Geceye ikram ettiğim son hece mi?
Elveda, hayallerim;
Elveda, düş kırıklarım
Sanma ki seni saklı tutmayacağım dualarımda.
Sanma sakın sanma;
Ben her şeyi ve herkesi sen sansam da…
5.0
100% (25)