15
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
818
Okunma

Yorgun bir sözcüğün entarisi karanlık
Belki de sehven yenik düştüğüm Aralık’ın uzantısı
Bir sema gösterisi yalnızlığın adeta:
Şerh düştüğü o kehanet zinciri
Ardışık yüreklerin de tapusunu mühürlediğim
Sefalet güdümlü zemheri.
Tansiyonu yüksek bu gün göğün
Gerçi kaç öğün atladığımı bilmediğim bir hüzün:
Lakin serili olduğum sözlükte
Kutup yıldızından alacaklı bir tebessüm
Saklı miadı dolmuş düşlerimde
Çatlayan sesinde evrenin
Uçuşan kuşların gövde gösterisi
Ve işte yenik düştüler yağan rahmete.
Ellerimde kırıntı
Hani olur da nasiplenir kuşlar
Vakti geçen bir ömrün son hazanı mıydı?
Mevsimin ç/ağrısı?
Aksarken zeminde
Elyaf üzünçlerle dolu şavkı rahmetin
Geceyi söndüren latif bir esintiden
Kaçıp kurtulan bir yaprak gibi
Dalına özlemi es geçti doğa
Aşkın tümlediği bir heyecanla
Yoldan çıkan renkler düştü nihayetinde
O devasa çukura
Nasıl ki yeltendi mavi tepesine çıkmaya
İçinde saklı tuttuğu yeis kadar da hâkimdi
Bitimsiz hüznüne sevdalı yüreğin de
Kozasında taşkın bir ırmak
Hürmet etti bilinmezin kaderine.
Gönül kuşundan arda kalan üç beş tüy
Kalıcı esintide asılı bir yafta
Demlendikçe mevsim
Çatısı uçtu aşkın ve evrenin:
Hurafeler sızdı teninden bulutun
Yancı bir düşün tefsiri ile
Bulamaca saplandı nefsi beşerin
Gözlerinde sağanak
Yüreğinde olsa olsa bir aralık
Geçişi mümkün olmayan sevincin ve güneşin
Akıbetine dolandı ayakları kuşun:
Yavruladığı kadar sefil olmasa da hüzün
Büyümeye kanat açtı acılar…
Şeklini unutan bir rüya
Gerçeklerden kaçan her misafir düş
Karıncalanırken aklın da basireti bağlandı
Bir gece vakit
Gözlerimde çakan şimşekle sözlendi bulutlar
Ve içre yolculuk başladı.
Faturası kime kesildiyse dünün
Yarından firar etti zemheri fırtınaları
Şekli şemaili kısık bir gözün de nazarına geldi ansızın.
Tabuları yıkan martılar
Sevdalı kumru ve ellerinden kayıp giden her renge
Duacıydı varlığı evrenin:
Ket vurandı madem matem
Sehven yok sayıldı koca âlem.
Başladıkça rahmetin doldurduğu her çukur taşmaya
Akın akın geldiler aşkın çağrısıyla
Sevdalı bir buse kondu alnına gecenin
Kehanet erbabı baykuş dahi ürktü gölgesinden
Sahibine ulaşmayı bekleyen her canlı
Sadece uzandı rahmete
Sabrını katık edip de düşlerine
Şükrünü ikram etti hece hece.
Latif rüzgâr dönerken kasırgaya
Sancılı mevsim ölürken, yeni bir mevsime
Gebe, şahika bile sözlendi acıyla
Kuş uçmaz kervan geçmez âlemin
Alametifarikası her renkten hücuma geçti
Aşkın efendisi yoldaş bir imge çatladı ortasından
Mehtabın hükmü sonlandı
Yıldızsız geceye acılar eklendi
Bir vahametin çağrısı
Serzenişin kutbunda yarıldı ortasından koca cihan
Aşkı katık eden özlemine her ölümlü
Kıvançla yürüdü Hak yolunda.
Turuncuya çalan şafağın rengini
Azığa alıp da geçmişin rehavetini
Sonlandı masal
Geçit vermeyen kötülüğe
Sadece martavaldı yoldan çıkana el uzatan
Hakkın ödenmeyecek gölgesine rest çeken
İklimle sırdaş bir efsunlu yolculuk
Geceden çalıntı bir ihlası konuk etti yüreğinde
Evrenin en müzmin dervişi kıyama durdu
Bir edimde saklı bir redif kadar kararlı
Sökün etti huşu
Sür- git coşku ile matemi sonlandı mazlumun
Eklemlerinde acılar
Son yolculuk ki huzura doğru.
5.0
100% (28)