0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
589
Okunma
Tut hayatı
Ulu göğün;
Kırılan son rengiyken arkada,
Tut hayatı
Baharının gelişiyle...
Filizlenen tomurcukları denli gizli...
Yarını bekleyen kelimelerle
Tok karın duaları dostluğumuza...
Ateşlenen bir yürekti "Yaşam sevinci"
Kaçması kadar
Kibar hatıralarına ithafen;
Şimdiye diriliyor hücrelerim.
Kapanmaz bir iştahla
Yaşanıyor bu serüven.
Bazen tıkırtılarında
Buluyorum kendimi
Bazen sulak arazi ortası
Başıboş dolanmalarımda...
Güzü deliyor günün
Tenim ısısını...
Dökülen
Cırcırlar orkestrası yolum üzerine
Bir Bulut gelip okşar yalan rüzgarımı
Öykünen kış dolusu notalarım
Ve dağlarım
Sıra sıra vedalara...
Bir küçük aralık ayı iken
Kapanmaz yaralarım arasına,
Ellerimde büyükçe bir bavul
Tutuyorum sırrımı
İçinde derin bir nefes koru ocağına
Üç sıkışık not kağıdı avuçlarıma
Tütsülenir
Kalan öpücükler sır bi edaya
Köpürür hikayemde yine noktalanıyor.
Gitmemi istedi zaman ve ben gittim
Yaşamamı emreder gibi durmadan akmamı
Yar oldu asırlar, kadim ve ne varsa geriye
Bitmemi istedikçe arsız gecelerim, türküledim
Zor cumaların ardında
Görev bilirken babacanlığı
Takvimlenir ki varoluş
Tut edim!
Tut ki zamanı
Kaçtıkça kovalanır
Sürüklenirse yokuşa
Çizilir ellerin
İçlerinden geçerken
Girdap gecenin
El arşa
El marşı
El rakı!
Ve Yırtar istemsiz
Kuru kök hayatı
Büyülenir
Çektikçe geriye gam
Ne gam ne keder
Kapama beşliği
Birleştikçeydi sesin
Nefesin
Ne varsa üzerinden
Yükselirken göğe
Dilek bulur
Konar hecelerin uğur bir namluya
Rüyalarında uzanır
Dakikalarında
Baktıkça geriye
Büyür için
Gözlerin dirilir
Serilir içten bir gülüş yanaklarına
Huzurlanır
Ki sen tut hayatı
5.0
100% (3)