8
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
2205
Okunma
Yorgun bir günyüzüydü ağaç
Ebabil dolu saman yaprakları
Kucaklarken kendini tüm tabiata
En derin köklerini saran
Huzur kokusu...
Ve bakarken göğün saçlarına
Uçmak hayali kabuğunun izinde...
Daha küçük bir çocuktum
Fosforlu gözlerinde buldum Akdeniz’i
Gittiğim yerlerde küçük cebimde
O şiir sen o şiir ben dolanırken
Tüm akıttığım kalbimde, kaldırımlara
Ölen fosforla
Mezarsız bir Eftelya olarak kalacağımı...
Kanarken yaşlarım...
Yaralarım kabak çiçeği,
Dokunma bana!..
En hazini ise
Gitmeertesi yalnızlığı bu
Şiirlerin bağlı yastıklarında
Uyak dolusu aşk sayarken
Eksik üstü bir burukluk,
Bir şiddet belki
Olamaz, hayır!...
Alerjili bir yitişme...
Aslında sana dair
Andığım bir şey yok aslında
Senden kalan şiirlerin
Adı
Sanı
Gizli bir kavuştak vakti düşlerken
Saf bir teni ne kirletebilirdi ki
Akdeniz kokan şehirler benim,
Toroslarında yangın çıkaran da ben...
Bırakıp gidemiyorum ki seni
Kalbinin damarlarında dudaklarımın izi gezerken...
Halbuki daha,
Küçük balkonlu evimde çay içecektik?...
E F T E L Y A ...
(Akdeniz’i cebinde taşıyan kız...)