Açlık kokan ağızlarda
Bala beş kala bir mayhoşluktu aşk.
Parmaklarımızı yedik.
Tadından, acısından derdi-tasasından.
Dumanı grimsi,
Sanki sigara tütüyordu.
Ciğerlerimize dolan katrandı en ağır yanı.

Yanında ne güzel giderdin aşkın.
Tama yetmez sana gidilen yollar.
Yollar kıvrım kıvrım, asfaltı çatlamış.
Su birikmiş kıyıda köşede
Yağmurlar sele suskun yağıyor.

Derste kitaba gerek yoktu.
Okunaksız kalemler kâğıtları karalardı.
Sınavın süresi yetmezdi seni yanıtlamaya.

Tebessümü utangaç, gülünç...
Elimize geleni çarçur etmek çok güzeldi.
Zaman bakkalda sakız almaya yetmezken
Biz aylık alışverişlere çıkardık.
Yorgan pazarda, hep yarım yamalaktı.

Kılı kırk kat kalın ilişkilerde
Kıt Türkçemizi kullanırdık.
Güzel sözler söyleyeceğiz diye.
Söylenecek bir şey yoktu.
Sana bakıyordum.
Şaşkınlığımı mahzur görmen çok güzeldi.

Zaten senin olan her şey
Çok güzeldi.

Hiçbir kalem kırılamazdı sana karşı
Hâkim hakka taptığını senle öğrendi.
Yaşam alaturka bir ezgiydi
Savrulmanın en güzel yönüydü senin evin.
Sokağını bilmeyen
Sınıfta kalırdı.

Günlükler seni anlatmak için tutulurdu.
Tutuşma sıcaklığında sana âşık olurdum.

Şimdi sen yoksun ya
Balım şekerlemiş, tadı ekşi.
Sigarayı bıraktım.
Aşk yavan, bayat…
Yollar sen oldu yağmurlarda.
Islanmak hiç bu kadar çekilmez olmamıştı.

Adının geçtiği sayfayı yırtıp attım.
Evinin sokağı trafiğe kapanmış.
Hâkim kararıyla
Karaya boyanmış.

Günlük tutmak eski bir alışkanlık
Unutulmanın sisi çökmüş şehre.
Güzellik toptan fiyatına perakende
İçimden gelmiyor.
Güzel sözler söylemek.

Şimdi sen yoksun ya
Güzel olan hiçbir şey yok.
İntihara uygun bakışlarım var.
İpin-sapın, gelenin-gidenin
Belli olmadığı bir hayat,
Devam ediyor bu şehirde.

Ben kimsesiz,
Sensiz,
Sebepsiz –yaşamak için-
Artık çok geç.

07.02.2008-JOSE-VENEZUELA