Habur’dan, Kobani’ye saldık tünel kazdırıp!
Kuruluş günümüzde, Kürt’e destan yazdırıp…
Şimdi temizliyoruz, Mehmet’imi gezdirip;
Ülkemizin derdi bu, elbette bulgusal o…

Ustad Uzak doğulu bir bayan Çanakkale'den sonra
Ata'yı ziyaretinde 'evlatlrımızı...' der güya sitemde bulunur
O deha zeka dahianece kısa ve öz:
" Han'fendi ben sizin oraya hiç gelmedim ki1" yanıtıyla susturur
Habur'a Kobani'de işimiz neydi, Suriye ile derdimiz neydi.
Hepsi İsrail'in huzuru ve selameti için İsrailoğullarının ayak oyunları
satranç hamlesi teşvik tezgahı olduğunu ne zaman anlayacağız.
Kürtler, ah şu kürtler Sn. meczup ruh hatasının değimiyle
"Ah son ferdine kadar yok olası..." kürtler deyip dururuz
Kimilerimiz nalına kimilerimiz mıhına vurup dururuz
Bari ustad akl-i selim
Kelamı kadim
Ehli sünnet erbabı
Bu sosyal gerçekleri düşünür ola







Kırk yıldır kendi sorunumuzu hal edemeyip
başkalarının iç sorunlarını halletmeye kalkışımızı
Onca kitleyi insan yerine koymayıp top yekun
susturma kahramanlığımıza
Kırk yıl süren boşanma davası sonunda
o ailede huzur ve fertlerin güven duygularının sarsıntılarla süreceğini düşünmemek
Kardeşin kadreş ile geçinemeyip ayrıldıkları beşeri alemin yaradılış yasası kaçınılmaz sonu oluşunu düşünmeyip
Her alanda her platformda susturulmalarının hayırlı sonuç ve huzur ortamı sağlamayacağını düşünmemek vs.vs.
Kürt halkı diye bir halk hemde bulundukları yerin kadim haklı olduğunu tarihin ve sosyolojinin inkar etmediğini ve etmeyeceğini
Çözümün " bu memleketin nimetlerinden yararlanmıyorlar mı "
savıyla savuşturulamadığını ve savuşturulamayacağını gözardı etmenin Kürt delikanlısını alıp soyu sopu olan kürdün üstüne göndermenin hiç de etik ve haklı bir yanı olamayacağını huzuru sağlamayacağını...
İSTENENİN Anayasal güvence altına alınmasıyla dil ve kültür özgürlüğü ile eşitliğin sağlanmasından ibaret iken
Yaraya batmış kangıran olmuş kara diken
Kangıranlaşmış bu yara bu kanser daha çoook can mal yiyeceği
kendikendimizi huzursuz etmekten başka bir sonuç vermeyecek gibi
görünüyor, görünen köy misali..
Bu akılla bu gözlükle bu kalburla su taşımayla bu taşıma su ile değirmen çalıştırma gücüyle....
Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovmuyorlar artık
Yeni yeni modern ceza evöleri yapıyoruz ya daha ne yapalım
Mantık bu olmamalı.
Akıl adalet hak hukuk
Ne guk ne guguk hepsi bu

Üstümüzden geçtiler, biz zafer düşlüyoruz
Geçerken dürüm sunduk, karşıdan taşlıyoruz
Doğruyu söyleyeni bir güzel haşlıyoruz
İnsan aklına zarar biraz da ayı'sal o...

Çok anlamlı ve yerinde bir şiir.
Ustama saygılar.

.... Çocukların masalına bizler nasıl inandık
.... Hep dinledik inandık ama uyanamadık
.... Sorumlusu bizleriz gözümüzü açmadık
.... Sebep siyasal değil, vallahi de duygusal o...

.......İşte bütün sorun bu anlatılanlara bu toplumun körü körüne
inanması ve çocuksal bir duyguyla bu masallara inanmasıydı.
....... Aslında işin özü tamamen duygusaldı(!). Kendi çıkarlarını toplum çıkarlarından üstün tutmaktı. Toplumsal çıkar konusundaki duyarlı yüreğinizi ve usta kaleminizi tüm içtenliğimle kutluyorum. Sağlıkla ve mutlulukla kalın.