..




moda’sı geçmiş kederler kıyısına
pas rengi yürek zincirlerimi
v’edasız ve tasasız b’ağlamaya geldim..

kekredi acısı yeşilli yosun boylu dalgalar
güneş parıltısı kayalarda hırslıydı köpüğü
onlarca eylül’ü süpürdü
içimdeki hüzzam notalarıyla..

tümü beyazca ellerin iziyle
büyükçe bir gün’âhım kalmış kenarında masanın
iskemlenin bir ayağı kıvrılmış boş sigara paketi kısalığı
epeyce dökülmüş nemiyle boyası
ki silinmiş ruhundan esamesi aşkların..

yine buradayım b’edenimle ! ama
ağır bir sancı bekliyor yüreğimin kapısında
mum kokulu bir şiir versem
kuru yaprakları görülür mü sararmış mısralarda
bir de..satır arası vir-gülüme gizli turkuaz özürlerle..

üzüntümün kırışıklı suretini çizsem tebessüm diye
sevda yanıma çökmüş bulutun kasvetine

gök mü küser
mazi mi ..?

taze filiz aşklara
budaksız körpe dallara k’olaydı vedalar
kırılgan sarmalında büyüttüm hüznümü
koşulları zorlayan zaman hızında d’evrildi ikna düşleri..

bağışlanmaz zaafım ;
aşkımın nadide çiçekleri yumuşacık topraklara heyelan sürgünü

sen hangimsin ?
cehennem pertavsızı armağan dudağında
salgın hayallerin buğusu damla olmuş gözyaşıma
umarsız talebimi dinler mi’sin
çeşn-i müebbet kararları bayramdı bana
üzünçüm iflâsı yetmez
Moda’sı firarda denizin ilhâmında boğ/
çürümüş kollarınla sar beni ölüm...





..