6
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
869
Okunma
suretimi betimledi üç yerinden çatlamış güz y’elinde bir ayna....
ağarmış puslu bir duygu yükü vardı ruhun çaprazına düşüp sırlanmış
kızıl travmalı titrek çizikler yansıyordu paresinden yüreğime
tahammülü perişan yüzüme ç’ağlayan aynanın sırçaları kat(h)redendi/
hiç tanımıyordum :
yalnız ve sessiz bir dünya istemsizce yaklaşıyordu arafın naçize eğrilmiş ucuna
iç gözüme bükülen aynadan peydahlanıp obruk obruk büyüyordu geleceğe ait gizem
fakat
bilinmezin uçsuzuydu ; sancısı meçhul yerler çağırıyordu usundan firar etmiş insanları..
hiç kimse ne göçmen ne kaçkındı mülteci kafilelerin defter-i kebiri de kayıptı/
dağılmış tarihin kervanına ayna tutan kırılmış tabletlerde,
ne mehdi ne de mesih yazıyordu/
yalnızca..
cennet tasvirli aynalara meleği kıskandıran yüzleri gülümsüyordu
gazzeli çocukların...
..
5.0
100% (18)