Sen artık boşuna uğraşma
Ne kendin yorul, ne de bizi yorma.
Tüm gemilerle birlikte umutları da yaktın,
Meğer en yüksek tepelere çıkmakmış amacın.
Çıktın da ne oldu?...çık salın, semtinde’sin
Gidişat kötü, asayiş berbat mı berbat,
Yoksunluğun perişanlığın bini bir para
Kurudu ellerimiz ayaklarımız
Kurudu yurttaş midesi döndü kalbura.
Sahte dindarlık senin için en geçer akçe
Hiçbir konuda davranmadın hakça.
Yeni bir yol göstermişler sana,
Buda ötekiler gibi berbat mı berbat!...
Milletin örtülüşünü gemiciklere etmişsin akçe
Farz et ki tüm bu pisliklerin üstüne kar yağdı,
Örtülür, kapanır, unutulur mu sandın ?
Gazap üzümleri gibidir son bahar yağmurları,
Kuralsız ve destursuz yağar da eritirler karları
Sonrasında tüm pislikleri belli ederler.
Böylesi durumlarda hazan rüzgarı fırtına olup eser
Bu defa da nefesler tutulur,
Suçlu eller - ayaklar buz kese.
En korkunç cürümdür, toplumuna ihanet!....
Ve de buna din-inanç edilmişse alet.
Hepsi bu kadar da değil;
Oluşturulan kirlilikleri görüp izlemekten
Beyin olgularımız işlevini yitirdi
Beden ve ruh nice devinimlerde,
Zamanı durdurmak isteseler de,
Doğal olan süreci geri getiremezlerdi.
Yaşam denen süreç
Her zaman doğal bir manifestodur;
Ve de, çok kesin kanıtlarla yazılmıştır.
Hesaplamaya çalışmak “gelen- giden” hesabı
İstediğin kadar ölç-biç, göreceksin hayal hanende
Yalnızca fırtınalara tutunabilenlerin kaldığını.

Kemal Polat 22.09.2019