Hep on kasımlarda hüzünlenirim, Yetmiş birinci ölüm yıl dönümünde Yine gam ve keder yüklendim. Devrimlerin sıralandı gözlerimin önünde Koruyanları, sevip kutsayanları çoktu Uygarlığın nimetleri gibi görürlerdi, Şimdiki gibi aşağılayıp, tekmeleyenleri yoktu.
Nasıl da yakalamış o menhus illet seni Farkında olmalıydık daha işin başında, Bilinemedi sinsi ve menhus illetin nedeni Düşmanlardan da zalim davrandı! Elli yedi yaşında alıp götürdü narin bedeni.
Her fani gibi, elbette tadılacaktı Fakat sen çok erken tattın ölümü , O gün en nadide çiçekler soldu, İnanılmaz gibidir ama, gerçek! Elli yedi yaşında bir büyük kahraman Mavi gözlü dev ATATÜRK öldü.
Çok verimli o kısacık ömrüne Onca, devasa devrimleri sığdırdın! Ya devrimler öncesi yaşamın?... Bir ibret tablosunun da çok ötesinde Hep taze, hep canlı, bütün haşmetiyle Kaygılanma, içimizde yaşayacaktır.
En parlak yıldızlardan daha parlaktı Gök mavisini kıskandıran gözlerin, Tutuşmuş alev misali saçların, Büyük kahramanlara özgü bakışların Tap taze, dipdiri,hep konuşur gibiydi; Telkari, altın birer yay misali kaşların.
Bugün yine çok kederliyim! Gönlüm hiç hoş değil. Milleti’nin benliğinde ve de gönlündesin! ... Rahat uyu, o gönüller, o benlikler, Hep seninle doludur, boş değil.
Bazı hayırsızlar kıymetini bilemedi, Halkına hiç kızmadın, darılmadın, Hiçbir insanını küçümseyip horlamadın Hep yükselttin, bizi onurlandırdın! Kusur ve hatalarımızı sorgulamadın En kötümüzü bile kırmadın.
Yedi düvele meydan okuyan, Onlara en ölümcül dersleri veren, Ulusunun tek ferdine bile Darılmayan, küsmeyen, En büyük dahi... Tarihin kaydettiği en değerli insan...
Ama biz kıymetini bilemedik: ’Ye paşam, iç paşam ’dedik Üstelik çalışmadık, düşünmedik, Yaşamın yemeden içmeden İbaret olduğunu sandık. Cehaletin, aymazların oyununa kandık.
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
’2009 Maltepe / İst. Kemal Polat’
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne kadar güzel dizeler ve kalpten gelen duygular.ATA'mızı andığımız kadar anlamayada başladığımız gün ulusça bu ölü toprağını silkeleneceğiz bence.Güçlü kalemizin susmasın,sevgiyle..
Çok teşekkür ederim Ayşe hanım. Kadınlar olark saygınlığınız, bulunmazlığınız her zaman başımızın tacıdır. ATATÜRKÜMÜZÜN kadınlarımıza verdiği değer ve kazandırdığı yüksek kimlik bizlerinde her zaman kutsaması gözetmesi gereken bir ödevdir. Sizi bu duyarlığınızladfa saygıyla selamlıyorum, dost insanım. Kemal polat
Çok teşekkür ederim Ayşe hanım. Kadınlar olark saygınlığınız, bulunmazlığınız her zaman başımızın tacıdır. ATATÜRKÜMÜZÜN kadınlarımıza verdiği değer ve kazandırdığı yüksek kimlik bizlerinde her zaman kutsaması gözetmesi gereken bir ödevdir. Sizi bu duyarlığınızladfa saygıyla selamlıyorum, dost insanım. Kemal polat
Yedi düvele meydan okuyan, Onlara en ölümcül dersleri veren, Ulusunun tek ferdine bile Darılmayan, küsmeyen, En büyük dahi... Tarihin kaydettiği en değerli insan...
Ama biz kıymetini bilemedik: ’Ye paşam, iç paşam ’dedik Üstelik çalışmadık, düşünmedik, Yaşamın yemeden içmeden İbaret olduğunu sandık. Cehaletin, aymazların oyununa kandık
Atamızın anısına yazdığınız muhteşem dizeler harika sayın POLAT KUTLARIM YÜREK SESİNİZİ VE RUHU ŞAD OLSUN,YÜCE ATATÜRK ÜMÜZÜN.SAYGILAR EFENDİM.
Ah çok teşekkür ederim değerli şiir dostu arkadaşım Sayın Ertence, Muhteşemsiniz. Çünük bulup mutlaka okumanızı umduğum şiirlerimden biridir bu şiirim de. İstedidimki aymazlıklarımızın farkında olunsun. ATATYATÜRK le birlikte savaşanlar 100 - 120 yıl gibi uzun bir ömür sürdüler. ATATÜRK gibi bir dahi nasıl 57 yaşında ölürdü. Bunu kimse, "kaderdi, Tanrının bahşettiği ömür okadarmış" diye kimse yutturmaya kalkmasın. Tanrıya, Yüce YARATANIMA inancım sonsuzdur. Ama yüce Yaratanın insanoğluna, iyi kullandığı ve kullanıldırıldığı taktirde oldukça uzun bir ömür verdiğine de inanırım ben. YRATAN yaşamı insanlar için asla sınırlandırmamıştır. Yaşamasını, yaşatılmasını bilenlere, çok uzun ömürler nasip etmiştir." 300 - 500 yıl yaşayan peygamberler olmuş, unutmayalım" ATATÜRKÜN ömrünn kısaltılmasında, maalesef o zaman çevresindeki toplum mühendisleriin büyük rolünün olduğunu biliyoruz. Hülasa 57 yaşında, hayatının en verimli çağında ATATÜRK ü kaybetmek, bugün Türkiyenin içine düştüğü kaos ve arkası kesilmeyen HANDİKAPLARIN tek neden ve sebebi olmuştır. ATATÜRK hiçolmazsa, Bayar kadar, İnöü kadar yaşasaydı. Kesinlile Bugünkü kaos ortamında olmayacaktık.
Neyse yaram büyüktür Sayın SERAP ERTENCE çok sağolunuz. Esenlik dileklerimle selamlıyorum, değerli dost şairim sizi. Kemal polat
Ah çok teşekkür ederim değerli şiir dostu arkadaşım Sayın Ertence, Muhteşemsiniz. Çünük bulup mutlaka okumanızı umduğum şiirlerimden biridir bu şiirim de. İstedidimki aymazlıklarımızın farkında olunsun. ATATYATÜRK le birlikte savaşanlar 100 - 120 yıl gibi uzun bir ömür sürdüler. ATATÜRK gibi bir dahi nasıl 57 yaşında ölürdü. Bunu kimse, "kaderdi, Tanrının bahşettiği ömür okadarmış" diye kimse yutturmaya kalkmasın. Tanrıya, Yüce YARATANIMA inancım sonsuzdur. Ama yüce Yaratanın insanoğluna, iyi kullandığı ve kullanıldırıldığı taktirde oldukça uzun bir ömür verdiğine de inanırım ben. YRATAN yaşamı insanlar için asla sınırlandırmamıştır. Yaşamasını, yaşatılmasını bilenlere, çok uzun ömürler nasip etmiştir." 300 - 500 yıl yaşayan peygamberler olmuş, unutmayalım" ATATÜRKÜN ömrünn kısaltılmasında, maalesef o zaman çevresindeki toplum mühendisleriin büyük rolünün olduğunu biliyoruz. Hülasa 57 yaşında, hayatının en verimli çağında ATATÜRK ü kaybetmek, bugün Türkiyenin içine düştüğü kaos ve arkası kesilmeyen HANDİKAPLARIN tek neden ve sebebi olmuştır. ATATÜRK hiçolmazsa, Bayar kadar, İnöü kadar yaşasaydı. Kesinlile Bugünkü kaos ortamında olmayacaktık.
Neyse yaram büyüktür Sayın SERAP ERTENCE çok sağolunuz. Esenlik dileklerimle selamlıyorum, değerli dost şairim sizi. Kemal polat
Çok teşekkür ederim Hiran hanım, çok büyük onur ve mutluluk duydum anlamlı yorumunuzdan, sayfamı ziyeretinizden. Taktir ettim vefalı ve dostça davranışınızı. Bende sayfanızı hep yokladım, acaba yeni bir çalışmanız varmı diye. Tekrar teşekkürler... selamlar ve esenlik dileklerimle Kemal polat
Çok teşekkür ederim Hiran hanım, çok büyük onur ve mutluluk duydum anlamlı yorumunuzdan, sayfamı ziyeretinizden. Taktir ettim vefalı ve dostça davranışınızı. Bende sayfanızı hep yokladım, acaba yeni bir çalışmanız varmı diye. Tekrar teşekkürler... selamlar ve esenlik dileklerimle Kemal polat
Ama biz kıymetini bilemedik: ’Ye paşam, iç paşam ’dedik Üstelik çalışmadık, düşünmedik, Yaşamın yemeden içmeden İbaret olduğunu sandık. Cehaletin, aymazların oyununa kandık.
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
Kutlarım çok güzeldi yüreğinize sağlık kaleminize saygılar
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
Elleriniz dert görmesin harika dizelerdi tüm şehitlerimizin mekanı cennet olsun tebrikler
Çok teşekkür ederim hatica hanım sağolunuz. Çok mutlu oldum sayfamı ziyaretinizden, onur ve mutluluk duydum anlamlı yorumunuzdan. Bende en iyi dileklerimle bayramınızı kutluyor saygılar sunuyorum size. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim hatica hanım sağolunuz. Çok mutlu oldum sayfamı ziyaretinizden, onur ve mutluluk duydum anlamlı yorumunuzdan. Bende en iyi dileklerimle bayramınızı kutluyor saygılar sunuyorum size. Kemal Polat
iNSANLAR, BÂZI ÖLÇÜLERİ DAHA SIK VE TEKRARLA KULLANIRLAR.
Kendi adıma düşüncelerimde, şu ölçüye önem veririm çoğunlukla: İki ayrı taşıt aracı ve aynı değerde, tekerlek dış lâstikleri... birinci araba az yol yapsın; ikinci araba çok. Lâstiğin ömrü de insan ömrü olsun!...
Yıl hasâbı ile yapılan bu ölçünün sonucu yanlıştır. Çünkü, lâstiklerin gördüğü zor ve katettiği yol; yıl ile değil, yaptığı gördüğü iş ile orantılı hesaplanmalıdır.
Tabîi ki, şiirde konu bu matematik değil; özlemdir... Böyle ölçmüşüm kendi yaşım ile Atatürk'ün yaşını... Geçen yıl, yaşımı soranlara şöyle (hüzünle)derdim: Atatürk'ün Rahmetli olduğu yaştayım...
Hâlâ, Atatürk'ün O son günlerindeki resimlerine bakarken şunu diyebiliyorum: Ben, o, aşınmamış araba lâstiği gibiyim!!... Eyvâh deyip hüzünlenirim!
Selâm ederim Usta... yazdırdığınız için ayrıca, teşekkür ederim.
Çok sağol, canım kardeşim, çok sağol. Söyledikleriniz doğru, hesabınızda çok anlamlı, anlıyorum ama, kabuledemiyoruz, yüreğimize anlatamıyoruz ki canım kardeşim. O yüce insanın, bu millete sanki özel olarak gönderilmiş o müthiş ve muazzam , ERGONOMİK kusursuz insan yapısını unutamıyorsunuz, düşündükçe daha da büyüyor gözlerinizin önünde. Ve siz neler kaybettiğinizi daha derinden, daha büyük hüzün ve acılarla anımsıyors, unutamıyorsunuz o güzel insanı. İfade ettiğiniz gibi hesap kitap işidir bu biraz ama, işin o yönünü de görmezden geliyor, hesaba - kitaba vuramıyorsunuz bu hazin gidişi.
Tekrar cevapladığınız için ben size çok teşekkür ederim. Lütfen bağışlayınız beni, bu hüzünden, karmaşık duygulardan kurtuluncaya kadar bir sire daha, belki şiir asamıyacağım. Size sonsuz sevgiler saygılar sunuyorum değerli dostum Kadir Yeter bey. Kemal Polat
Çok sağol, canım kardeşim, çok sağol. Söyledikleriniz doğru, hesabınızda çok anlamlı, anlıyorum ama, kabuledemiyoruz, yüreğimize anlatamıyoruz ki canım kardeşim. O yüce insanın, bu millete sanki özel olarak gönderilmiş o müthiş ve muazzam , ERGONOMİK kusursuz insan yapısını unutamıyorsunuz, düşündükçe daha da büyüyor gözlerinizin önünde. Ve siz neler kaybettiğinizi daha derinden, daha büyük hüzün ve acılarla anımsıyors, unutamıyorsunuz o güzel insanı. İfade ettiğiniz gibi hesap kitap işidir bu biraz ama, işin o yönünü de görmezden geliyor, hesaba - kitaba vuramıyorsunuz bu hazin gidişi.
Tekrar cevapladığınız için ben size çok teşekkür ederim. Lütfen bağışlayınız beni, bu hüzünden, karmaşık duygulardan kurtuluncaya kadar bir sire daha, belki şiir asamıyacağım. Size sonsuz sevgiler saygılar sunuyorum değerli dostum Kadir Yeter bey. Kemal Polat
Hep on kasımlarda hüzünlenirim, Yetmiş birinci ölüm yıl dönümünde Yine gam ve keder yüklendim. Devrimlerin sıralandı gözlerimin önünde Koruyanları, sevip kutsayanları çoktu Uygarlığın nimetleri gibi görürlerdi, Şimdiki gibi aşağılayıp, tekmeleyenleri yoktu.
Nasıl da yakalamış o menhus illet seni Farkında olmalıydık daha işin başında, Bilinemedi sinsi ve menhus illetin nedeni Düşmanlardan da zalim davrandı! Elli yedi yaşında alıp götürdü narin bedeni.
Her fani gibi, elbette tadılacaktı Fakat sen çok erken tattın ölümü , O gün en nadide çiçekler soldu, İnanılmaz gibidir ama, gerçek! Elli yedi yaşında bir büyük kahraman Mavi gözlü dev ATATÜRK öldü.
Çok verimli o kısacık ömrüne Onca, devasa devrimleri sığdırdın! Ya devrimler öncesi yaşamın?... Bir ibret tablosunun da çok ötesinde Hep taze, hep canlı, bütün haşmetiyle Kaygılanma, içimizde yaşayacaktır.
En parlak yıldızlardan daha parlaktı Gök mavisini kıskandıran gözlerin, Tutuşmuş alev misali saçların, Büyük kahramanlara özgü bakışların Tap taze, dipdiri,hep konuşur gibiydi; Telkari, altın birer yay misali kaşların.
Bugün yine çok kederliyim! Gönlüm hiç hoş değil. Milleti�nin benliğinde ve de gönlündesin! ... Rahat uyu, o gönüller, o benlikler, Hep seninle doludur, boş değil.
Bazı hayırsızlar kıymetini bilemedi, Halkına hiç kızmadın, darılmadın, Hiçbir insanını küçümseyip horlamadın Hep yükselttin, bizi onurlandırdın! Kusur ve hatalarımızı sorgulamadın En kötümüzü bile kırmadın.
Yedi düvele meydan okuyan, Onlara en ölümcül dersleri veren, Ulusunun tek ferdine bile Darılmayan, küsmeyen, En büyük dahi... Tarihin kaydettiği en değerli insan...
Ama biz kıymetini bilemedik: ’Ye paşam, iç paşam ’dedik Üstelik çalışmadık, düşünmedik, Yaşamın yemeden içmeden İbaret olduğunu sandık. Cehaletin, aymazların oyununa kandık.
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık�. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
Sabah sabah öyle duygulandım ki anlatamam.Koşulsuz altına imzamı atacağım bir eser.
Atam ölmedi öldü sanıp kurduğu ilkeleri lav etmeye çalışanlar okusunlar bu şiiri okusunlarda hala onun izinde, ışığında gidenler olduğunu, tavizsiz kurduğu cumhuriyetinin ilelebet yolunda güneşimiz olduğunu anlasınlar.
Duyarlı ve vatanperver yüreğinizi saygımla selamlıyorum Kemal Bey .Sağolun varolun.
Çok teşekkür ederim Şükran hanım. Çok büyük onur ve mutluluk duydum son derecen anlamlı yorumunuzdan. Bu içten ve son derece anlamlı yurtsever tavrınızı saygıyla selamlıyorum. Ne mutlu bana ki birikimli ve donanımlı sizler gibi toplumsever Türk kadınları, onlara olan sonsuz inanç ve saygımı boşa çıkarmıyorlar. Kurban bayramınızı, bu güzel duygular içinde kutluyor, esenlik dileklerimle saygılar sunuyorum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar ve yormuşlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyaset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebze de kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekirdi. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalınmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını adeta teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Şükran hanım. Çok büyük onur ve mutluluk duydum son derecen anlamlı yorumunuzdan. Bu içten ve son derece anlamlı yurtsever tavrınızı saygıyla selamlıyorum. Ne mutlu bana ki birikimli ve donanımlı sizler gibi toplumsever Türk kadınları, onlara olan sonsuz inanç ve saygımı boşa çıkarmıyorlar. Kurban bayramınızı, bu güzel duygular içinde kutluyor, esenlik dileklerimle saygılar sunuyorum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar ve yormuşlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyaset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebze de kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekirdi. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalınmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını adeta teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Hadiye hanım. Onur ve mutluluk duydum anlamlı yorumunuzdan, Çok sağolunuz. saygı sevgi ve esenlik dlemlerimle, mutluluklar sayın kaptan Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Hadiye hanım. Onur ve mutluluk duydum anlamlı yorumunuzdan, Çok sağolunuz. saygı sevgi ve esenlik dlemlerimle, mutluluklar sayın kaptan Kemal Polat
Çok verimli o kısacık ömrüne Onca, devasa devrimleri sığdırdın! Ya devrimler öncesi yaşamın?... Bir ibret tablosunun da çok ötesinde Hep taze, hep canlı, bütün haşmetiyle Kaygılanma, içimizde yaşayacaktır.
En parlak yıldızlardan daha parlaktı Gök mavisini kıskandıran gözlerin, Tutuşmuş alev misali saçların, Büyük kahramanlara özgü bakışların Tap taze, dipdiri,hep konuşur gibiydi; Telkari, altın birer yay misali kaşların. ............................ BAŞARILAR DİLERİM GÜZEL OLMUŞ GÖNLÜNÜZE SAGLIK YOZGAT ATN SELAMLARIMLA...
Çok teşekkür ederim ahmet Sargın bey. Sayfamı ziyaretinizden, anlamlı yorumunuzdan sonsuz onur ve mutşuşuk duydum. Çok sağolunuz... benden de Güzel yurt parcamız Yozgat'a ve yozgatlı yetek subay arkadaşlarıma sonsuz sevgiler vefa dolu selamlarımı yolluyorum şahsınızda. Sizin de idrak edeceğimiz kurban bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar sevgi ve saygılar sunuyorum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar ve yormuşlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyaset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebze de kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekirdi. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalınmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını adeta teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim ahmet Sargın bey. Sayfamı ziyaretinizden, anlamlı yorumunuzdan sonsuz onur ve mutşuşuk duydum. Çok sağolunuz... benden de Güzel yurt parcamız Yozgat'a ve yozgatlı yetek subay arkadaşlarıma sonsuz sevgiler vefa dolu selamlarımı yolluyorum şahsınızda. Sizin de idrak edeceğimiz kurban bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar sevgi ve saygılar sunuyorum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar ve yormuşlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyaset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebze de kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekirdi. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalınmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını adeta teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Yaşar Yön bey kardeşim. Sayfamı ziyaretinizden ve anlamlı yorumunuzdan, onur ve mutluluk duydum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok teşekkür ederim Yaşar Yön bey kardeşim. Sayfamı ziyaretinizden ve anlamlı yorumunuzdan, onur ve mutluluk duydum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Bu konuda size katılmamak elde değil özellikle son yıllarda yaşananalrdan dolayı gerçekten daha bir hüzünleniyor insan duygularımıza tercüman olduğunuz için teşekkürler, yüreğinize sağlık.
Çok teşekkür ederim Perihan hanımefendi. Çok anlamlı yorumunuzdan ve sayfamı ziyaretinizden, onur ve mutluluk duydum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok teşekkür ederim Perihan hanımefendi. Çok anlamlı yorumunuzdan ve sayfamı ziyaretinizden, onur ve mutluluk duydum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynakları da nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık
Çok teşekkür ederim değerli Serap hanım. Her zaman mutlu olurum, değerli ziyaretlerinizden. Erkeni, geci sorun olmaz dostlar arasında. Gelmiş olmanız önemlidir, onurlandım. Saygı ve selamlarımla esenlikler dilerim
Çok teşekkür ederim değerli Serap hanım. Her zaman mutlu olurum, değerli ziyaretlerinizden. Erkeni, geci sorun olmaz dostlar arasında. Gelmiş olmanız önemlidir, onurlandım. Saygı ve selamlarımla esenlikler dilerim
Hep on kasımlarda hüzünlenirim, Yetmiş birinci ölüm yıl dönümünde Yine gam ve keder yüklendim. Devrimlerin sıralandı gözlerimin önünde Koruyanları, sevip kutsayanları çoktu Uygarlığın nimetleri gibi görürlerdi, Şimdiki gibi aşağılayıp, tekmeleyenleri yoktu.
Nasıl da yakalamış o menhus illet seni Farkında olmalıydık daha işin başında, Bilinemedi sinsi ve menhus illetin nedeni Düşmanlardan da zalim davrandı! Elli yedi yaşında alıp götürdü narin bedeni.
Her fani gibi, elbette tadılacaktı Fakat sen çok erken tattın ölümü , O gün en nadide çiçekler soldu, İnanılmaz gibidir ama, gerçek! Elli yedi yaşında bir büyük kahraman Mavi gözlü dev ATATÜRK öldü.
Böyle dahileri Allah bir kaç yüz yılda bir gönderiyor dünyaya.Ama ne yazık ki anlama kapasitemiz yetmediğinden hemen karalama kampanyası başlatıyoruz.Lider idi Atatürk.Kutluyorum muhteşem yürek sesinizi efendim.Kaleminiz daim çağlasın.Saygılarımla.
AMERIKA Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır... Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha basarı ile gösteren bir örnek yoktur.
Çok teşekkür ederim sayım Emine Balı Oğuz hanımefendi. Çok mutlu oldum çok anlamlı ve özlü yorumunuzdan onur duydum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok teşekkür ederim sayım Emine Balı Oğuz hanımefendi. Çok mutlu oldum çok anlamlı ve özlü yorumunuzdan onur duydum.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
COK ANLAMLI DIZILERDI ,ATAMIZ ICIN NE YAZSAK AZDIR BU VATANI KURTARAN BIRLIGI KURAN BUYUK BIR LIDER ICIN ,DUYGU DOLU YUREGINIZE GAM DEGMESIN ,ICTENLIKLE KUTLARIM. SAYGILAR ,SELAMLAR.
Çok teşekkür ederim Nilgün hanım. ATATÜRKÜMÜZÜN anısına yazdığım şiirimi paylaşımınız çok sevindirdi, onurlandırdı beni. Sayfamı ziyaretiniz ayrıca onur ve mutluluk vesilesi oldu. selamlaar saygılar esenlikler. Kemal polat
Çok teşekkür ederim Nilgün hanım. ATATÜRKÜMÜZÜN anısına yazdığım şiirimi paylaşımınız çok sevindirdi, onurlandırdı beni. Sayfamı ziyaretiniz ayrıca onur ve mutluluk vesilesi oldu. selamlaar saygılar esenlikler. Kemal polat
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık
Şiirinizi okudum etkilendim geç kalmışı çok üzüldüm . Şiir gerçekten bir Atatürk çocuğu kaleminden çıkmış bu gurur verdi sevindim.Atamızın önünde saygıyla eğiliyorum.Bir gün değil hergün hatırlıyoruz biz onun izindeyiz ilalebet de olacağız rahat uyusun.
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık . Yüreğine sağlıkgardaşım.Gözden kaçırmış olduğum nefis şiirinizi kutladım sela,sevgi ve muahabbetlerimle kutladımUlu önderin söylem ve f,iifirlerine her zamankinden daha çok ihiyacımız vardır diye düşünüyorum.Masama oturacağım zaman gençliğe hihabeye her gün bir kez daha bakarım ve acaba bu günler için mi yazmış diye içimden geçer yıllardan beri."Millet fakru zaruret içnde harap ve bitap düşmüş olabilir"demiyormu.Selam ve muhabtelte kal gardaş.
Çok teşekkür ederim Recep bey, eğer bu defa da gelmeseydin çok gücenirdim doğrusu. Sizin gibi birikimi ve yüksek bilinci olan bir değerli kardeşimizi, aydınımızı görmek istiyor insan sayfasında. Çok az şiiriniz zamansızlıktan dolayı kaçar benden. Neyse geldiniz ya, onur ve mutluluklar bahşettiniz. Sevgi ve saygılarımla ALLAH a emnet olunuz. Kemal Poat
Çok teşekkür ederim Recep bey, eğer bu defa da gelmeseydin çok gücenirdim doğrusu. Sizin gibi birikimi ve yüksek bilinci olan bir değerli kardeşimizi, aydınımızı görmek istiyor insan sayfasında. Çok az şiiriniz zamansızlıktan dolayı kaçar benden. Neyse geldiniz ya, onur ve mutluluklar bahşettiniz. Sevgi ve saygılarımla ALLAH a emnet olunuz. Kemal Poat
Yorumlara baktım eğer atam sağ olsaydı diye düşündüm ? ya muhalefette yada bir çiftlikte olacaktı Atatürk orman çiftliği gibi bir yerde çünkü çok iyi biliyorum ? Erzuruma Vali tayın olur ve vali bir yemek daveti verir bütün yaşlıları toplar konuşma yapar ve sorulara geçilir sorar kendisi buraya gelen valilerden memnun olduğunuz vali varmı diye yaşlı biri cevap verir bir vali gelirken yolda öldü işte ondan memnünuz ne yaparsanız yapın akıbetiniz gidişinizle yad edilir olsaydılarla sayfanı fazla işgal etmek istemem mesaj alınmıştır eyvallah,
Çok teşekkür ederim, İlhami bey kardeşim, çok sağolunuz. Çok mutlu oldum anlamlı ve düşündüren yarumunuzu almaktan, ayrıca onur duydum. Ancak zaman buldup cevap vermeğe, gecikmemi lütfen bağışlayınız. Bu güzel yorumu ve anlamlı cabanızı cevapsız bırakmayı içime sindiremezdim.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok teşekkür ederim, İlhami bey kardeşim, çok sağolunuz. Çok mutlu oldum anlamlı ve düşündüren yarumunuzu almaktan, ayrıca onur duydum. Ancak zaman buldup cevap vermeğe, gecikmemi lütfen bağışlayınız. Bu güzel yorumu ve anlamlı cabanızı cevapsız bırakmayı içime sindiremezdim.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık . ATAMIZIN BU ÜLKEYE BIRAKTIĞI MİRASA VE NE YAZKKİ ATAMIZA SAHIP ÇIKAMADIK. BUNCA YIL SONRA ATAMIZIN BİR ÖZELLİĞİNİ YENİ ÖĞRENDİM. BİR TARİH ARAŞTIRMACISI GİBİ TÜRK KÖKÜNDEN GELEN BÜTÜN IRKLARI ARAŞTIRMIŞ VE BU NEDENLE KURDUĞU İKİ BANKAYA SÜMERBANK VE ETİBANK ADINI VERMİŞ. ORTAK DİLLERLE SÖZLÜK HAZIRLAMIŞ. KISACIK BİR ÖMRE AKLI, CESARETİ, UYGARLIĞI SAYESİNDE BİR KAÇ ASIRLIK ÖMÜR YAŞADI. NASIL SEVİLMEZ VE NASIL UNUTULUR BU YÜCE İNSAN. ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ BU DEĞERLİ ŞİİRİNİZ İÇİN
Çok teşekkür ederim Belkiz hanım, çok sağolumuz.... onur ve mutluluklar bahşettiniz bana. Bende biraz genişçe bir cevaple zamanınızı alacağım hoşgörünüze sığınarak.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok teşekkür ederim Belkiz hanım, çok sağolumuz.... onur ve mutluluklar bahşettiniz bana. Bende biraz genişçe bir cevaple zamanınızı alacağım hoşgörünüze sığınarak.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok verimli o kısacık ömrüne Onca, devasa devrimleri sığdırdın! Ya devrimler öncesi yaşamın?... Bir ibret tablosunun da çok ötesinde Hep taze, hep canlı, bütün haşmetiyle Kaygılanma, içimizde yaşayacaktır.
atatürk'ün hayatı devrimleri öncesi ve sonrası yani cumhuriyetten öncesi ve sonrası iki ayrı yaşamı vardır ..İkisinin de ortak özelliği büyük fedakarlıklar yaparak ve zorluklara göğüs germesidir...Öylesine güç bir yaşam ki kaç kişi bu zorlukları algılayabilir bilmiyorum ...çanakkale yemen trablusgarp kurtuluş savaşı ve yanıp yıkılmış acılarla tükenmiş bir memleketin imarı... gece gündüz uyunmadan yerine göre kar üstünde yerine göre taş toprakta ufacık istirahat molaları..hastalıklar zorluklar yokluklar...Var olan sadece inanç,kendine halkına güven ve büyük bir vatan sevgisi... "ben size ölmeyi emrediyorum dönmeyi değil"diyerek kurşunların önüne atılacak kaç yürek var bu gün Mustafa Kemal ve askerleri gibi.. Öyle büyük bir inanç ve ileri görüşlülük var ki hayatında programladığı her şey birer gerçeğe dönüşüyor..Bazen derim hepimiz diyoruz "vatana canımız feda diye" ya iş başa düşse bir an gözlerimizi kapasak ve orda olduğumuzu hayal etsek kaç tanemiz aynı fedakarlığı gösterecektir.. Ben Atatürk sevgisinin yıprandığını düşünmüyorum...çocuklarımız gençlerimiz çok güzel anlıyorlar onun hayatını yaptıklarını bu ülkenin bu toprakların değerini biliyorlar..bekleyin kemal bey inanın şu yetişen yeni nesil gümbür gümbür geliyor vatan sevgisi ile dolu milli ve manevi değerlerinin bilincinde.. ha istisnalar yok mu var elbette..ama bir söz vardır:"istisna kuralı bozmaz istisnanın istisnası kuralın ta kendisidir." çok güzel bir şiirdi Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını anlatan 57 yıllık yaşam belki ama inanın bir başkasının belki 150 yılda yapamayacağını başarmış her saniyesi dolu her saniyei vatana adanmış muhteşem bir yaşam.. şahsınızda öncelikle Atatürk'ü ve onun silah arkadaşlarını ,askerini sevgi şükran ve minnetle anıyorum Ruhları şad olsun sevgiler saygılar
Çok teşekkür ederim Perihan hanım... çok sağolunuz. Nekadar güzel ve anlalı ve coşkulu bilgilerle dolu bu defa da onurlandıran yorumunuz. Perihan öğretmenin, aydınlığını "Emindim ama" çok çarpıcı olarak bir kerre daha öne çıkartmış. Bu kapsamlı güzel yoruma yazacağım cebında anlamlı ve güzel olması için, uygun zaman arayışım, geciktirdi beni, bağışlarsınız herhalde.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok teşekkür ederim Perihan hanım... çok sağolunuz. Nekadar güzel ve anlalı ve coşkulu bilgilerle dolu bu defa da onurlandıran yorumunuz. Perihan öğretmenin, aydınlığını "Emindim ama" çok çarpıcı olarak bir kerre daha öne çıkartmış. Bu kapsamlı güzel yoruma yazacağım cebında anlamlı ve güzel olması için, uygun zaman arayışım, geciktirdi beni, bağışlarsınız herhalde.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir.
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Milleti’nin benliğinde ve de gönlündesin! ... Rahat uyu, o gönüller, o benlikler, Hep seninle doludur, boş değil. *********************************************Şiir tümüyle tek kelimeyle HARİKAYDI...Tam tamına bir USTA ŞAİR ŞİİRİYDİ...Kutlarım,Selamlarım USTA ŞAİRİ
Bunca kelâm, hiç sevgisiz yazıla bilir mi?... imkânsız. İster yetmişbir, ister yediyüzon yıl geçsin. Eserinden faydalanıp, mümkün mü? İhânet etmek!... Kan gerek; kan gerek...
Elinde mi? Geçmişine sövmek!... Kan gerek... kan gerek... Kan gerek. Böyle eseri yazanı tâ, alnından; Öpmek gerek... ben gerek........kadiryeter
Saygı ve Selâmlarımla.
11.11.2009- TRABZON. .edebiyatdefteri.com/siir/293938/on-kasimlarda-huzunlenirim.html kempol "ON KASIMLARDA HÜZÜNLENİRİM"... GÖREV NÖBETİMİ, BİR DAHA HATIRLAYI VERİRİM.
kadiryeter tarafından 11/11/2009 12:58:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok teşekkür ederim Neşe Hanım. Bende, acaba şiir kaydım ulaşmadımı Neşe hanıma diye size hatırlatmayı düşünüyordumki, sağolunuz yorumunuz geldi. Konu ATATÜRK olunca, nedense biraz sabırsız oluyorum ben. Anlamlı yorumunuzla onurlandırdı mutluluk bahşettiniz, Neşe hanım Benden de size esenlik ve mutluluk dileklerimle sevgi ve saygılar. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Neşe Hanım. Bende, acaba şiir kaydım ulaşmadımı Neşe hanıma diye size hatırlatmayı düşünüyordumki, sağolunuz yorumunuz geldi. Konu ATATÜRK olunca, nedense biraz sabırsız oluyorum ben. Anlamlı yorumunuzla onurlandırdı mutluluk bahşettiniz, Neşe hanım Benden de size esenlik ve mutluluk dileklerimle sevgi ve saygılar. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Özgecan. Çok anlamlıydı yorumunuz. Kıymet ve değerler, hiç bir zaman tekmelenip, aşağılanarak küçümsenmemeli. bütün çabamız bunadır. Katkılarınız için çok sağolunuz. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Özgecan. Çok anlamlıydı yorumunuz. Kıymet ve değerler, hiç bir zaman tekmelenip, aşağılanarak küçümsenmemeli. bütün çabamız bunadır. Katkılarınız için çok sağolunuz. Kemal Polat
Her fani gibi, elbette tadılacaktı Fakat sen çok erken tattın ölümü , O gün en nadide çiçekler soldu, İnanılmaz gibidir ama, gerçek! Elli yedi yaşında bir büyük kahraman Mavi gözlü dev ATATÜRK öldü.
Devrimlerin sıralandı gözlerimin önünde Koruyanları, sevip kutsayanları çoktu Uygarlığın nimetleri gibi görürlerdi, Şimdiki gibi aşağılayıp, tekmeleyenleri yoktu.
Ne yazık ki doğru! Bir 10 Kasım günü üniversite öğrencisi konuğum vardı. Anma programını izlerken saygı duruşu için kalktım, onun da kalkmasını istedim, kalkmadı! Çünkü Osmalı'yı Atatürk'ün bitirdiğine inanıyor, kin besliyorlardı. Kutluyorum kaleminizi.
Çok teşekkür ederim sayın Fatma Biber hanımesendi. sayfamı ziyaretinize çok sevindim. Anlamlı yorumunuzdan onur ve mutluluk duydum. Çok sağolunuz. İçtenlikli selam ve saygılarım, esenlik dileklerim sizedir. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim sayın Fatma Biber hanımesendi. sayfamı ziyaretinize çok sevindim. Anlamlı yorumunuzdan onur ve mutluluk duydum. Çok sağolunuz. İçtenlikli selam ve saygılarım, esenlik dileklerim sizedir. Kemal Polat
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
Sayfanızdan beğeniyle okudum bu güzel eserinizi aslında söyleyecek çok şeyimiz var anacak ben kısa yazacağım ve sayın hocam sorgulamınızı önemli buluyorum.Zaten zamanında sahip çıkılamadğı için bu ülkenin bu cumhuriyetin böylesine Dünyanın kabul ettiği lidere sahip çıkamadığımız için bu günleri yaşamıyormuyuz.Bence her Trük vatandaşı bu sorgulamayı kendine yapmalı ve nerede hata yaptığımızı anlamalıyız diye düşünüyorum.çokça beğendim saygılarımla.
Çok teşekkür ederim Sayın Kelami bey kardeşim. sayfamı ziyaretiniz çok sevindirdi beni. Çok anlamlı ve kapsamlı yorumunuzdan büyük onur ve mutluluk duydum. Yorumdaki harika düşünce ve tesbitlerinizin hepsine çekincesiz memnuniyetle katılıyor, sizin gibi bir dost yüreği taktir ve tebriklerimle selamlıyorum. Sizin gibi birikimli ve erişkin çok değerli aydın şairlerimizin paylaşımını ve fikir alışverişini şans sayarım kendi için. Çünkü şu süreçlerde, düzeyli ve bilinçli aydın insanlarımızın seslerini duyuırmalarına çok ihtiyaç var. Sizi de ATATÜRK ve CUMHURİYET, onun sürekli devrimlerinin savunucusu olarak görüyorum. Bu nedenle tanıştığımıza çok memnunum ve dostlukların sürdürülmesinden yanayım. Sabrınıza sığınarak, ATATÜRK ile ilgili kısa bir gözlem yazımıda sunuyorum. İçtenlikli selam, saygım ve esenlik dileklerimle Kemal Polat --------------------------------------------------------------------------------------- Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Çok teşekkür ederim Sayın Kelami bey kardeşim. sayfamı ziyaretiniz çok sevindirdi beni. Çok anlamlı ve kapsamlı yorumunuzdan büyük onur ve mutluluk duydum. Yorumdaki harika düşünce ve tesbitlerinizin hepsine çekincesiz memnuniyetle katılıyor, sizin gibi bir dost yüreği taktir ve tebriklerimle selamlıyorum. Sizin gibi birikimli ve erişkin çok değerli aydın şairlerimizin paylaşımını ve fikir alışverişini şans sayarım kendi için. Çünkü şu süreçlerde, düzeyli ve bilinçli aydın insanlarımızın seslerini duyuırmalarına çok ihtiyaç var. Sizi de ATATÜRK ve CUMHURİYET, onun sürekli devrimlerinin savunucusu olarak görüyorum. Bu nedenle tanıştığımıza çok memnunum ve dostlukların sürdürülmesinden yanayım. Sabrınıza sığınarak, ATATÜRK ile ilgili kısa bir gözlem yazımıda sunuyorum. İçtenlikli selam, saygım ve esenlik dileklerimle Kemal Polat --------------------------------------------------------------------------------------- Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gönlüm razı olmuyor.
Türkiye Cumhuriyeti ATATÜRK'ÜN bize bıraktığı en büyük ve en değerli eserdir. Ülkem içinde yaşayan bazı beyinler onun büyüklüğünü ve varlığını inkâr etme yoluna gitseler de, bizler, yani ATATÜRK çocukları asla onun yok olmasına izin vermeyecek ve bıraktığı mirasa canımız pahasına sahip çıkacağız.
Hiç bir millet ATATÜRK gibi bir lider yetiştiremedi. Her milletin gözü oldu üstümüzde. Türk Milletinin ona bağlılığını görenler ve devrimlerinin inkâr edilmesi gerektiğini söyleyenlerin çoğalmasının nedeni budur. Biliyorlar ki bizler ona gönül bağımız ile bağlıyız, biliyorlar ki yaşadığımız sürece Devrimleri ve ilkeleri yolumuz ve o yol aydınlık bir yol o yolu karartmak için önce içimize nifakları sokmaları ve içimizden vurmaları gerekiyordu ve bunu yaptılar.
İçte ve dışta öylesine bir kulis oluşturuldu ki, bazı milletler (özellikle hükümetin yakın olduğu düşünceyi taşıyan ) sırf ATATÜRK'ÜN Ankara'da yaşadığını bildiği ve kabul edemediği için Ankara'ya değil, İstanbul'a geldi ve bizim seçimle aşa getirdiğimiz basiretsiz yöneticiler onların ayaklarına kadar gidip, ellerini sıktılar.
Son aylarda dilden dile dolaşan bir hikâye var. Eminim biliyorsunuzdur. Ama ben yine de burada paylaşmak istiyorum. Çünkü bu hikâyenin, İstanbul'a gelip de Ankara'ya gelemeyenlere de anlatılması gerek.
SON YILLARIN EN IYI FIKRASI...
Tayyip ile Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
Bush Tayyip'e 'Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü 'diriltiriz' der.
Tayyip altta kalmaz ve o da;
- Bizdeki teknoloji çok farkli, partimizin bütün elemanlari 100 metreyi, 3 saniyede kosmayi beceriyor' der.
Türkiye' ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirir, ve attigi palavrayi anlatir; -'Haftaya Bush geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?' diye sorar.
Danismanlardan biri hemen cevap verir:
-'Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?'
-'Hayir sormadik.'
-'O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!...
Alıntı.
Artık ağlamanın değil, kalkıp silkelenmenin ve yeniden kurtuluş savaşını başlatmanın zamanı. Yoksa her şey için çok geç kalmış olacağız.
Bu şiire sayfalar dolusu yazı yazılır ama ben kısa kesiyorum.
Mirasımıza sahip çıkabilmek umuduyla saygılar yüreğinize
Çok teşekkür ederim Türkan Hanım. anlamlı yorumunuzla bir başka estirdiniz ATATÜRK sevgisini sayfamda. Çok mutlu oldum, onur duydum. çok güzel yorumlamış, içtenlikli bir paylaşımla yaklaşmışsınız şiirime, çok sağolunuz hanımefendi.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gölüm razı olmuyor değerli hoçam. içtenlikli saygı ve selamlarımı sunuyor, esenlikler diliyorum Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Türkan Hanım. anlamlı yorumunuzla bir başka estirdiniz ATATÜRK sevgisini sayfamda. Çok mutlu oldum, onur duydum. çok güzel yorumlamış, içtenlikli bir paylaşımla yaklaşmışsınız şiirime, çok sağolunuz hanımefendi.
Bizzat Atatürk döneminde de, o büyüklüğe rağmen çok uğraştırmışlar büyük kurtarıcıyı. O zaman bile, anlamsız çekişmeler, çekememizlikler çok yoğunmuş. Yalnız dış güçler değil, içteki ihanet kaynaklarıda nefes aldırmamışlar, büyük ve emsalsiz dahiye. Yoksa 57 yaşında ölecek bir insanmıydı? Onunla aynı koşularda savaşıp mücadele edenler 90 - 100 yaşına kadar gayet sağlıklı yaşadılar, gördük arkadaşlarını, askerlerini.
ATATÜRK bize ALLAH'ın verdiği büyük bir lütuftu. O kendisininde olan Allah verğisi imkan ve kabiliyeti keşfeden bir büyük dahiydi. Hayatında tesadüflerden, raslantılardan, ziyade gerçeklerin yer aldığını görürüz. Hep gerçekleri aramış, onları bulduğunda da cesaretle gerçeklerle yüzleşmeyi bilmiş. Böylesi sürekli oluşan bir devinim sıradan insanların yapacağı bir iş değildir. Bu nedenle Atatürk çok özel nitelikleri olan çok değerli bir insandı. Biz bunu değerlendirememiş, sahip olduğumuz bu büyük değeri gerektiği gibi koruyamamışız.
"Denilebilirki, "onca zeki, cesur, olaganüstü yeteneklere sahip bir insan, nasıl olurda kendini koruyup tehlikelerden sakınamaz? "
Oalganüstü insanları, olaganüstü şartlar meydana çıkartır. O şartlar içersinde, olağanüstü insan tüm becerilerini sergileyebilir. Ataktır, uyanıktır, dakiktir ve de olaganüstü seziş kabiliyetlerinde tedbirlidir. Giriştiği mücadele de başarı kazanmak için, öncelikle sağ - salim, dim-dik ayakta kalmak zorunda olduğunun bilincindedir. Başarıyı elde edinceye kadar bu bilinç onu takibeder. Kontrol hep dahi insanın elinde ve beynindedir.
CUMHURİYET gibi devasa bir yapıyı meydana getirdikten sonra, onu ayakta tutacak devrimleri de hiç belemeden devreye sokar ATATÜRK. Olaganüstü insan, büyük devrimci lider için olaganüstü savaş şartları artık geride kalmıştır. Üstelik çevresinde de, toplum ve siyset mühendisliği iddiasında olan insanlar vardır. Bunlar devlet ve toplum yönetimlerinden pay sahibi olmayı istemektedirler. Kısaca, ATATÜRK'ün dahiliğinden yararlanmak suretiyle, yönetim erkini paylaşacaklardır. Bu gelişen bir toplumsal sürecinin yatsınmaz bir gereğidir,
İşte bizim ATATÜRK'ü ihmalimiz bu evrede başlar. İnsanlar nekadar da dahai ve yetkin olsalar, alıştıkları olaganüstü şartların ve başarıların dışında kalmaları halinde pasifleşir, bir nebzede kendilerini ihmal ederler. Böyle dönemlerinde ATATÜRK de olsa insanın kollanıp korunması gerekir. Tersine, o zaman İhmallerin artışına seyiirci kalmakla yetinilmemiş, çevresindekiler ihmal ve kontrosüzlüklerin yoğunlaşmasını teşfik bile etmişler.
Dahasını yazmağa dilim varmıyor, gölüm razı olmuyor değerli hoçam. içtenlikli saygı ve selamlarımı sunuyor, esenlikler diliyorum Kemal Polat
Rıfat Necdet Evrimer bir yazısında şöyle seslenir;
''...Fakat hayır...O ölmez, şu güneş söner mi hiç, Güneşe ışık veren bir güneş söner mi hiç!''
ve bende bu sözünü çok severim...ne kadar anlamlı ve doğru..büyük bir deha..aklıyla,zekasıyla,ileri görüşlülüğüyle,içindeki yurt ve ulus sevgisiyle,tüm dünyaya meydan okuyan cesaretiyle,büyük bir devrimci ve gerçek devlet adamlığıyla,elbette ki o altın gibi saçları,deniz mavisi gözleriyle,endamıyla,zarifliğiyle,her yönüyle mükemmel bir liderimizdi ve hala öyle...hep öyle kalacak... bedenen artık yok ama içimizde,ruhumuzda o bizimle nefes alıyor.... var olsun hep... sayın hocam dört bir yanı şiirdi sayfanızdan okuduğum eserinizin... gönülden kutlarım Kemal hocam... saygımla,,
Çok teşekkür ederim deniz hanım kardeşim. Çok anlamlı, tutarlı, içtenlikli ve de umut ve güven veren yormunuz, bana ve sayfama onur ve mutluluk bahşetti. Bu toplumsal düşünce ve yapınızla nekadar iftihar edip övündüm, arkamız, önümüz, sağımız solumuz "bakın görün işte nekadar sağlam" diye. Sizin gibi duyarlı ve cesur olmasını isterim insanlarımızın. Çünkü bundan sonraki istikbalimiz "geleceğimiz" cesur, inanmış, düzeyli insanlarımızın çoğalmasına, gerektiğinde silkinip kendilerini göstermelerine bağlı. Değerli dost sizi onlardan biri, toplumumuzun saygın, itici gücünün bir parçası olarak görmekteyim. sonsuz selamlar.. saygı ve esenlikler. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim deniz hanım kardeşim. Çok anlamlı, tutarlı, içtenlikli ve de umut ve güven veren yormunuz, bana ve sayfama onur ve mutluluk bahşetti. Bu toplumsal düşünce ve yapınızla nekadar iftihar edip övündüm, arkamız, önümüz, sağımız solumuz "bakın görün işte nekadar sağlam" diye. Sizin gibi duyarlı ve cesur olmasını isterim insanlarımızın. Çünkü bundan sonraki istikbalimiz "geleceğimiz" cesur, inanmış, düzeyli insanlarımızın çoğalmasına, gerektiğinde silkinip kendilerini göstermelerine bağlı. Değerli dost sizi onlardan biri, toplumumuzun saygın, itici gücünün bir parçası olarak görmekteyim. sonsuz selamlar.. saygı ve esenlikler. Kemal Polat
"Her fani gibi, elbette tadılacaktı Fakat sen çok erken tattın ölümü ,"......... erkendi gidişi, ölüm daha çok sevmişti besbelli....
biz ki yaşatamadık koruyamadık bıraktıklarını üç-beş çapulsuz oynadı emekleriyle şimdi oturup Atatürkçüyüz diye geziyorlar gerile gerile Atatürkçü' ymüş güleyim bari...
laf olsun misali, rozet tak yakaya, On Kasım' larda tören yap, hepsi bu... ne kaldı ondan geriye, yaptıklarının üstüne bir tuğla kondu mu? yıkmaktan maada ne yapıldı?...
uyuyoruz hala gaflet uykusunda o değil miydi yol gösteren karanlıkları ışığıyla boğan?
ne söylesek az geliyor, çocuklarımıza gerçek Atatürkçülüğü öğretelim, soğutmadan sevdirelim
ŞAD OLSUN RUHU ATAMIZIN...
TEBRİK EDERİM, HER SATIRINA İMZA ATTIĞIM BİR ŞİİRDİ...........
Çok teşekkür ederim. sayfamı ziyaretiniz onur ve mutluluk vesilesi oldu. Anlamlı yorumunuz güç verdi, güzellikler kattı sayfama. Çok sağolunuz, Atamaızda çok mutlu olmuştur, kendisine gösterilen saygı ve anlamlı vefalı davranışlarımızdan, değerli dost kalimera. saygılar selalar.esenlikler. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim. sayfamı ziyaretiniz onur ve mutluluk vesilesi oldu. Anlamlı yorumunuz güç verdi, güzellikler kattı sayfama. Çok sağolunuz, Atamaızda çok mutlu olmuştur, kendisine gösterilen saygı ve anlamlı vefalı davranışlarımızdan, değerli dost kalimera. saygılar selalar.esenlikler. Kemal Polat
Hep on kasımlarda hüzünlenirim, Yetmiş birinci ölüm yıl dönümünde Yine gam ve keder yüklendim. Devrimlerin sıralandı gözlerimin önünde Koruyanları, sevip kutsayanları çoktu Uygarlığın nimetleri gibi görürlerdi, Şimdiki gibi aşağılayıp, tekmeleyenleri yoktu.
Nasıl da yakalamış o menhus illet seni Farkında olmalıydık daha işin başında, Bilinemedi sinsi ve menhus illetin nedeni Düşmanlardan da zalim davrandı! Elli yedi yaşında alıp götürdü narin bedeni.
Her fani gibi, elbette tadılacaktı Fakat sen çok erken tattın ölümü , O gün en nadide çiçekler soldu, İnanılmaz gibidir ama, gerçek! Elli yedi yaşında bir büyük kahraman Mavi gözlü dev ATATÜRK öldü.
Çok verimli o kısacık ömrüne Onca, devasa devrimleri sığdırdın! Ya devrimler öncesi yaşamın?... Bir ibret tablosunun da çok ötesinde Hep taze, hep canlı, bütün haşmetiyle Kaygılanma, içimizde yaşayacaktır.
En parlak yıldızlardan daha parlaktı Gök mavisini kıskandıran gözlerin, Tutuşmuş alev misali saçların, Büyük kahramanlara özgü bakışların Tap taze, dipdiri,hep konuşur gibiydi; Telkari, altın birer yay misali kaşların.
Bugün yine çok kederliyim! Gönlüm hiç hoş değil. Milleti’nin benliğinde ve de gönlündesin! ... Rahat uyu, o gönüller, o benlikler, Hep seninle doludur, boş değil.
Bazı hayırsızlar kıymetini bilemedi, Halkına hiç kızmadın, darılmadın, Hiçbir insanını küçümseyip horlamadın Hep yükselttin, bizi onurlandırdın! Kusur ve hatalarımızı sorgulamadın En kötümüzü bile kırmadın.
Yedi düvele meydan okuyan, Onlara en ölümcül dersleri veren, Ulusunun tek ferdine bile Darılmayan, küsmeyen, En büyük dahi... Tarihin kaydettiği en değerli insan...
Ama biz kıymetini bilemedik: ’Ye paşam, iç paşam ’dedik Üstelik çalışmadık, düşünmedik, Yaşamın yemeden içmeden İbaret olduğunu sandık. Cehaletin, aymazların oyununa kandık.
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
Mustafa Kemal gibi düşünebilmek; işçisiyle, memuruyla; öğrencisiyle, öğretmeniyle; genciyle, yaşlısıyla Mustafa Kemal gibi düşünebilmek…
Uygarlık yolunda ilerlediğimiz 21. yy’da ileriyi görebilen ve daha ileriye gitmeyi amaçlayan, yeni nesiller yetiştirmek, Mustafa Kemal gibi düşünebilmenin ilk adımıdır.
Bu adımı atarken, yeni neslin geçmişini iyi bilmesi ve özümsemesi gerekmektedir. Bunun içindir ki her fert üzerine düşen sorumluluğun bilincinde olmalıdır.
Gerçekte ülkenin yönetimini devralacak, geleceğimizi yönlendirecek, uygar ve saygın bir ulus olma bilincini daha da pekiştirecek gençler, Ulu Önder Atatürk’ün İlke ve Devrimlerinin ışığında ilerlemelidir.
Bilinmelidir ki 1920–1938 yılları arasında sağlanan gelişme ve değişmeler hem milletin birbiriyle kucaklaşması, hem de çağ ile yarışmak düşüncesiyle doğmuştur. Uygulanması da milletin çağdaşlaşmaya katılması ve ona katkıda bulunması şeklinde gerçekleşmiştir.
Atatürk’ün Türk milletini büyük bir atılıma hazırladığı ve yönlendirdiği yüzyılda Avrupa ve Asya’nın pek çok ülkesinde totaliter rejimler veya diktatörlükler bulunuyordu. Böyle bir dünyada o yabancı bir gazetecinin sorusuna “Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.” diye cevap vermiştir.
Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan bazı liderler, bu gün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak Türk milletini çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir.
Yalnızca 10 Kasımlar değil, düşünce ufkumuzda Atatürk’ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorululukları ve gösterdiği hedefler asla unutulmamalıdır.
Ülkemizin en zor anında bile düşünüp ortaya koyduğu milli hedef ve stratejilerin hatırlanması, bu tür çabaların anlam ve değerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir.
Ancak bu şekilde ulu önderin kutsal emanetini gelecek çağlara ve nesillere ulaştırabiliriz.
Ünlü bir devlet adamının dediği gibi “Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır.”
Ulu önderim, Atatürk’üm, iyi ki bizimleydin, iyi ki bizimlesin ve bizimle var olacaksın.
Atatürk eşsiz bir devlet adamı,eşsiz bir lider ve eşsiz bir komutandı.Onu anlamak için Aatatürk bilinci ile,Atatürk ilke ve devrimleri çizgisinde,onun gösterdiği yolda ilerleyen bir nesil yetiştirmek,bu bilinci kaybetmemek gerek.Ne yazık ki içinde bulunduğumuz koşullarda türlü olumsuzluklarla karşılaşıyoruz.Bu haller bizi endişelendiriyor.Nereye gidiyoruz diye derin üzüntülere kapılıyoruz ulus olarak,haklı olarak.Atatürk ,gençliğe hitabesinde de gençlere seslenirken bu durumları önceden görmüş ve açıkça ifade etmiş.Söylemiş oldukları birer birer gerçekleşti.İleri görüşlü bir devlet adam olduğu her düşüncesinden,söylemlerinden de anlaşılıyor.Onun gibi bir devlet adamı dünyaya gelmemiştir.Gençlerimiz Atatürk bilinciyle,Atatürk zihniyetiyle yetişmeli.
Değerli şair,her dizeniz ayrı ayrı anlamlı ve dize dize açıklamaya,yoruma açık.Okunması,yeniden yeniden okunması gerek.Her 10 kasım bizler için derin hüzün demek,tarifsiz.Ahenkli,anlamlı,mükemmel bir eser.Tebrik ederim tüm içtenliklerimle.Yüreğinize,emeğinize sağlık.Selam ve saygılarımla efendim.Esen kalın.
Bu kaçıncı gelip dönüşüm cevap yazmak için. Bir taraftan da içim, içimi kemirdi "Hazan Hanım üzülmüştür, beni sona bıraktı der" diye. Demez, düşünmez, bilirim ama, benim hassasiyetim de böyle işte.
Çok harika olmuş yine yorumunuz. ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM, değerli dost çok. Nekadar güzdel anlatmışsınız ATATÜRK 'Ü onsuz içinda yaşamak zorunda kaldığımız olumsuz süreci. Şiirimi naçizane ben de begenmiştim, ama esas sizin yorumunuz tamamlamış noksan bıraktıklarımı. Demek isteyip de diyemediklerimi, yazarak şiire sığdıramadıkarımı, çok büyük bir vukufla döküp alabildiğine anlamlaştırıp zenginleştirmişsiniz sayfamı, çok sağolunuz değerli kardeşim.
Şunu anlayamıyorum bir türlü: Onunla beraber savaşan arkadaşları, istiklal savaşı gazileri, binbr yokluk ve sefillik yaşayan askerler bile 90 - 100 yaşına kafdar son derece sağlıklı yaşadılar. Ama Atatürk 57 yaşında ölümün sonsuzluğunu tadıyor.
Gerçekten de ihmal edilmiş, korunup kollanmamış, onca savaş ve şarapnel tehliklerinin varlığına rağmen, savaş alanlarında ölüm tehlikelerini savuşturmuş da; bizim aramızda, kucağımızda, 57 yaşında , daha yapacak dünyalar dolusu işi olmasına rağmen, gencecik yaşta ölümün acılığına teslim etmişiz bu büyük insanı.
Bugün çaresizlikler içinde, hüzünleniyor, ağlayıp sızlıyoruzda; binbir hatyıda bir anda işlediğimizin farkında olamıyoruz. Allah'ın bize ihsan ettiği büyük değerlerin kadir ve kıymetini bilemiyoruz. İnanınız aymazlığımız, aynısıyla devam ediyor. Bir kurtuluş savaşı daha yaşamağa şartlanmış gibiyiz. Hep yumurtanın folluğa düştükten sanraki haline bakıyoruz... sağlammı, çürükmü, kırılıp çatlamış mı diye. Niçin !... niçin böyleyiz biz değerli dost?...
Yazdıklarımın imla hatalarına bile bakamıyacağım, lütfen bağışla umarım anlam kargaşası yaratacak fahiş hatalar yapmamışımdır, sonra çekinmeden söylersini bana.
Tekrar sonsuz teşekkürlerim, saygı, selam ve esenlik dileklerimle, hoşça kalınız. Kemal Polat
Bu kaçıncı gelip dönüşüm cevap yazmak için. Bir taraftan da içim, içimi kemirdi "Hazan Hanım üzülmüştür, beni sona bıraktı der" diye. Demez, düşünmez, bilirim ama, benim hassasiyetim de böyle işte.
Çok harika olmuş yine yorumunuz. ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM, değerli dost çok. Nekadar güzdel anlatmışsınız ATATÜRK 'Ü onsuz içinda yaşamak zorunda kaldığımız olumsuz süreci. Şiirimi naçizane ben de begenmiştim, ama esas sizin yorumunuz tamamlamış noksan bıraktıklarımı. Demek isteyip de diyemediklerimi, yazarak şiire sığdıramadıkarımı, çok büyük bir vukufla döküp alabildiğine anlamlaştırıp zenginleştirmişsiniz sayfamı, çok sağolunuz değerli kardeşim.
Şunu anlayamıyorum bir türlü: Onunla beraber savaşan arkadaşları, istiklal savaşı gazileri, binbr yokluk ve sefillik yaşayan askerler bile 90 - 100 yaşına kafdar son derece sağlıklı yaşadılar. Ama Atatürk 57 yaşında ölümün sonsuzluğunu tadıyor.
Gerçekten de ihmal edilmiş, korunup kollanmamış, onca savaş ve şarapnel tehliklerinin varlığına rağmen, savaş alanlarında ölüm tehlikelerini savuşturmuş da; bizim aramızda, kucağımızda, 57 yaşında , daha yapacak dünyalar dolusu işi olmasına rağmen, gencecik yaşta ölümün acılığına teslim etmişiz bu büyük insanı.
Bugün çaresizlikler içinde, hüzünleniyor, ağlayıp sızlıyoruzda; binbir hatyıda bir anda işlediğimizin farkında olamıyoruz. Allah'ın bize ihsan ettiği büyük değerlerin kadir ve kıymetini bilemiyoruz. İnanınız aymazlığımız, aynısıyla devam ediyor. Bir kurtuluş savaşı daha yaşamağa şartlanmış gibiyiz. Hep yumurtanın folluğa düştükten sanraki haline bakıyoruz... sağlammı, çürükmü, kırılıp çatlamış mı diye. Niçin !... niçin böyleyiz biz değerli dost?...
Yazdıklarımın imla hatalarına bile bakamıyacağım, lütfen bağışla umarım anlam kargaşası yaratacak fahiş hatalar yapmamışımdır, sonra çekinmeden söylersini bana.
Tekrar sonsuz teşekkürlerim, saygı, selam ve esenlik dileklerimle, hoşça kalınız. Kemal Polat
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
Yüzyılın dahi liderine sahip bir ülke olmamız bize gurur veriyor.Ama her yıl 10 kasımda bir hüzün kaplıyor içimizi kendini milletine adayan yoktan bir ülke yaratan ilke ve devrimler ışığında tam bağımsız laik çağdaş aydınlık bir gelecek bırakan ulusal egemenlik ulusal onurdur ilkesini yerleştiren ,demokratik çağdaş cumhuriyeti kuran, bu eşsiz insanı gururla rahmetle anıyor tüm Atatürkçü yurtseverleri yeni bir heyacanla örgütlenerek uygarlığa ve mutluluğa koşma,halkımızı karanlığa gidişten çekip çıkarma becerisini göstermelidir ,.Atatürk ilke ve devrimlerine sonuna kadar sahip çıkarak Atatürkçü düşünceyi yaşam biçimimiz olarak benimsemeliyiz .Bu yolda Atatürkçü düşünce ışığımız olacaktır. Hocam böyle insanı duygulandıran anlamlı güzel şiirinizi ve yazan duyarlı yüreğinizi yürekten kutlarım esen kalın selamlar saygılar...
Ben teşekkür ederim anlamlı cevabınıza ve beni kardeşiniz olarak kabul etmenize çok memnun oldum onur duydum sizin gibi düzeyli duyarlı aydın kişileri Atatürkçü yürekleri tanımak gurur veriyor insana Atamızı rahmetle anıyor,esen kalın diyorum selamlar saygılar..
Çok teşekkürt ederim değerli Emir bey kardeşim. Çok sağol yalnız bırakmadın düzeyli anlamlı çok güzel yorumun, paylaşımın ve kavrayışınızla. Nekadarda çok ihtiyacımız var adam gibi adamlara. İçi - dışı bir, toplumununu, seven, tüm insanları kucaklamağa hazır olanlara. Onlardan biri kardeşim kabulediyorum sizi. Geçekten hüzün basıyor içimi. nasıl ölür 57 yaşında, ATATÜRK gibi bir adam? Peki onun çağdaşı, arkadaşı, askerleri olanlar nasıl yaşadılar 90 - 100 yaşlarına kadar? Lütfen bağışla can kardeşim... çok, çok yazmak isterdim, ama hüznüm mani oluyor. Sevgiler... saygılar.... esenlik dileklerimle Kemal Polat
Ben teşekkür ederim anlamlı cevabınıza ve beni kardeşiniz olarak kabul etmenize çok memnun oldum onur duydum sizin gibi düzeyli duyarlı aydın kişileri Atatürkçü yürekleri tanımak gurur veriyor insana Atamızı rahmetle anıyor,esen kalın diyorum selamlar saygılar..
Çok teşekkürt ederim değerli Emir bey kardeşim. Çok sağol yalnız bırakmadın düzeyli anlamlı çok güzel yorumun, paylaşımın ve kavrayışınızla. Nekadarda çok ihtiyacımız var adam gibi adamlara. İçi - dışı bir, toplumununu, seven, tüm insanları kucaklamağa hazır olanlara. Onlardan biri kardeşim kabulediyorum sizi. Geçekten hüzün basıyor içimi. nasıl ölür 57 yaşında, ATATÜRK gibi bir adam? Peki onun çağdaşı, arkadaşı, askerleri olanlar nasıl yaşadılar 90 - 100 yaşlarına kadar? Lütfen bağışla can kardeşim... çok, çok yazmak isterdim, ama hüznüm mani oluyor. Sevgiler... saygılar.... esenlik dileklerimle Kemal Polat
elimizde olsaydida onu ölümsüz kilsaydik simdi ona öyle ihtiyac duyuyoruz ki millet olarak ,,,ama düsünüyorum da birkac tane Mustafa Kemal kopyalansa tek basina dehasiyla kurdugu yeniden yarattigi vatani bu durumundan kurtarabilir miydi?? kutluyorum mukemmel bir calisma ,,,ATAM rahat uyu ,,,,,,,,,,,,,saygilar,,,,
Çok teşekkür ederim Funda hanım, mutluluk ve onur duydum anlamlı ziyaretinizden ve yorumunuzdan. Mutluluk ve sonsuz güven verdi yorumunuz. Biz hepimiz... bizden öncekiler bilhassa sorumludur, Atatürk'ün 57 yaşında ölümünden. Onunla beraber savaşan arkadaşları, kumanda ettiği kurtuluş savaşı gazilerinin çoğu yüz yaşına kadar yaşadılar. Onsuz geçen yıllar ne hale getirdi bizi. Sağol sevgili funda kardeşim, çok sağol, selamlar...esenlikler dilerim size Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Funda hanım, mutluluk ve onur duydum anlamlı ziyaretinizden ve yorumunuzdan. Mutluluk ve sonsuz güven verdi yorumunuz. Biz hepimiz... bizden öncekiler bilhassa sorumludur, Atatürk'ün 57 yaşında ölümünden. Onunla beraber savaşan arkadaşları, kumanda ettiği kurtuluş savaşı gazilerinin çoğu yüz yaşına kadar yaşadılar. Onsuz geçen yıllar ne hale getirdi bizi. Sağol sevgili funda kardeşim, çok sağol, selamlar...esenlikler dilerim size Kemal Polat
Değerli kalem evet biz O'na layık olamadık YÜCE ATATÜRK'ün bize bıraktığı emnate sahip çıkamadık çıkan bir avuç ATATÜRKÇÜ de bu günlerde san ki suçlu gibi sürülüyor cezalandırılıyor daha yazacak çok şeyimiz var değerl dost sırası geldikçede susmayacağız anlamı büyük şiiri yazan yüreğe saygılar
Çok teşekkür ederim Nilüfer hanım. Vefa ve içtenlikli dostluğunuzun taktirkarıyım. Çok güzel ve anlamlı yorumunuz, yine güç verdi onurlandırdı beni. Mutlu olmuştur yüce atamız, birikimli, düzeyli, belagatlı kadınlarının kendisini koşulsuz anışlarından. Çokça saygı ve selamlarımla, esenlikler diliyorum değerli şairem size Kemal Polat
Çok teşekkür ederim Nilüfer hanım. Vefa ve içtenlikli dostluğunuzun taktirkarıyım. Çok güzel ve anlamlı yorumunuz, yine güç verdi onurlandırdı beni. Mutlu olmuştur yüce atamız, birikimli, düzeyli, belagatlı kadınlarının kendisini koşulsuz anışlarından. Çokça saygı ve selamlarımla, esenlikler diliyorum değerli şairem size Kemal Polat
***Yedi düvele meydan okuyan, Onlara en ölümcül dersleri veren, Ulusunun tek ferdine bile Darılmayan, küsmeyen, En büyük dahi... Tarihin kaydettiği en değerli insan...
Yaşamında başarılı olan insanları, unutmak veya inkar etmek isteyenler olsa da, insanlık tarihi ve bu tarihin içinde yer alan insan gibi insanlar asla unutmayacak Toplum bireylerinin tamamı mükemmele yakın olmaması, mücadelecilerin azınlıkta olması, çabalarının boşa gideceği anlamına gelmiyor. Çünkü biz insan olarak, ne olduklarından fazla, ne de olduklarından az olarak gösterme lüksüne sahip değiliz, Tarihin sayfalarında gerçeği görmek istemeyenler, bugün bu değeri eleştirenlerdir. Bu çarpıklıkların ve ağır eleştirilerin getirdiği akıldışılıklar, anlatılacak gibi değil
Bu kötülüğün içinde insan, sevgi, yaşama coşkusu, akıl, çağ vs…direniyor Bir zamanlar bu direnmenin başını çeken, o koca yüreğin yaptıkları yenilikler, bugün hiçe sayılıyor, emekleri inkar ediliyor Çünkü Kıyım, ezilmişlik, işsizlik, cesaretsizlik, kıtlık, acı, hüzün, ölüm savaş, gibi olumsuzluklar insanı sessizleştirdi, insanların duygularını düşüncelerini sömürdü, ve insanı sindirdi, şimdi sindirilen insan porteleriyle, evlerine odalarına veya işyerlerine çekilen memurlar, öğretmenler, doktorlar, mühendisler, işçiler çiftçiler, ameleler yetişmeye başladı, çoğu özelleştirildi ve sessizleştirildi
Bu ülkede yaşanan olumsuzluklar, her kişide aynı tepkiyi bulmuyor, kendini geriye çekenler başkasından da fazla bir şey(yenilik-çözüm) beklemiyor Şuan geldiğimiz noktayı, bu kısırlığı buna bağlamamak elde değil.
Atatürk öldü Ama değerini bu gün kavrayamadıkları nice Atatürk’ler yetişiyor
Değerlerinize sahip çıktığınız için ve ON KASIM’ a göstermiş olduğunuz duyarlılık için teşekkürler Kemal Bey, gurur duyarak okudum Sayfanıza sevgi ve saygılar bırakıyorum
Çok teşekkür ederim sayım Müsade Özdemir. Anlamlı olmanın da çok ötesinde, harikaydı paylaşım ve yorumunuz. Sizin gibi birikimi ve donanımı yüksek, bilinç ve devinimi doruklara tırmanmış, akıllı ve cesur kadınlarımızın bulunması ne kadar mutluluk ve onur vericidir, çok büyük şanstır toplumumuz için. Çok anlamlıdır devinimleriniz. En iyi ve etkileyici örnekleri oluşturacağından hiç kuşkunuz olmasın. Tüm eylem ve ataklarımızda akılcılığın esas alınması başarıların da garantisi olacaktır. Bütün insanlarımız.... kadın erkek, genç - ihtiyar hepimiz, ATATÜRK ve CUMHURİYET ilkesinde koşulsuz birleşmek zorundayız. Sevgi saygı, esenlik ve mutluluk dileklerimi sunuyorum size. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim sayım Müsade Özdemir. Anlamlı olmanın da çok ötesinde, harikaydı paylaşım ve yorumunuz. Sizin gibi birikimi ve donanımı yüksek, bilinç ve devinimi doruklara tırmanmış, akıllı ve cesur kadınlarımızın bulunması ne kadar mutluluk ve onur vericidir, çok büyük şanstır toplumumuz için. Çok anlamlıdır devinimleriniz. En iyi ve etkileyici örnekleri oluşturacağından hiç kuşkunuz olmasın. Tüm eylem ve ataklarımızda akılcılığın esas alınması başarıların da garantisi olacaktır. Bütün insanlarımız.... kadın erkek, genç - ihtiyar hepimiz, ATATÜRK ve CUMHURİYET ilkesinde koşulsuz birleşmek zorundayız. Sevgi saygı, esenlik ve mutluluk dileklerimi sunuyorum size. Kemal Polat
Gerçek liderler bir devri muhteşem kılar ve tamamlayıp giderler. Atatürk de öyle yaptı, bıraktığı kocaman Cumhuriyet ve engin düşüncelerinin izinde biz varlığımızı onurla devam ettireceğiz.
Ölmek dünyadaki göçtür, varlığın devamı bıraktığımız eserler ile yaşar.
Çok teşekkür ederim değerli dost sayın İnal. Anlamlı güzel yorumunuzla yine yalnız bırakmadı, onur ve mutluluklar bahşettiniz.Sonsuz Selam, saygı ve esenlik dileklerim sizedir, değerli şairem. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim değerli dost sayın İnal. Anlamlı güzel yorumunuzla yine yalnız bırakmadı, onur ve mutluluklar bahşettiniz.Sonsuz Selam, saygı ve esenlik dileklerim sizedir, değerli şairem. Kemal Polat
Çok pahalıya mal oldu bu sanı bize, Yedi düvelin dize getiremediği, Tarihin en büyük kahramanını, En yiğit, en akıllı, en uygar insanını, Yazıklar olsun bize, çok yazık…. Bir bebek ihtimamıyla korumalıydık Elli yedi yaşında ölümlere saldık .
ÇOK ANLAMLIYDI DİZELER.
HELE , YÜREKLERDE BİR ATIYORSA,
DAHA BİR ANLAM KAZANIYOR DEĞİL Mİ ?
SAYGILARIMLA....ATA'MIZI VE DEVRİMLERİNİ , NAKIŞ NAKIŞ İŞLEDİM YÜREĞİME....
Çok teşekkür ederim, hoş geldiniz sayfama sayın Nur Benlioğlu. Çok sağolunuz, güzel ve narin yüreğinizden yansıyan yüceltmeler çok değerlidir benim için. Onurlandırdı mutlu ettiniz, içtenlikli paylaşımınızla. selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum bende size, hanımefendi. Kemal Polat
Çok teşekkür ederim, hoş geldiniz sayfama sayın Nur Benlioğlu. Çok sağolunuz, güzel ve narin yüreğinizden yansıyan yüceltmeler çok değerlidir benim için. Onurlandırdı mutlu ettiniz, içtenlikli paylaşımınızla. selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum bende size, hanımefendi. Kemal Polat
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.