1
Yorum
7
Beğeni
4,8
Puan
513
Okunma
düşüncelerin, Eylül’ün şekillerini alır, mekanlarına öykünür
koşuştuğu sokakların çıkmazlarında
dünyanın sonsuz labirentlerinde
derinden açılmış yaralara benzeyen vadilerinde
benliğin uzayıp giden doğrular atlasında...
yavaş yavaş gelişen solumaları nabzıyla duyumsar
duyguları, karbonuna doymuş ve
bağlanmaya dirençli başka cümlelerle
sessiz neşidelerle dolaşır insanların seslerinde
görsel şiddetin sarsıntılarıyla bakar uzaklara, yakınlara, yamacına
yüzündeki çatlakları yersizlikle sıvayan ve
başka suretlere değmeye muhalif irislerinde biriken rengi
ölümden sonrasında olmayan kavramalarla
dolaştırır
içindeki seslerin arasında
yavaş yavaş gelişen yağmurlarla dönüşen nedir?
fayların aşağılara, derinlere dayanan merdivenlerinde
mavi yalgınlı dumanıyla içilen tütünün
ağulu elementlerini çekti içine
zaman ve zamirler yer değiştirdi
bıraktı zihninde çırpınarak küçülen coğrafyanın ellerini
5.0
80% (4)
4.0
20% (1)