1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
623
Okunma

Gök kadara!
Beyaz dantel örgülerinden goncalar
Ölü ağaç ninnilerinden vaha polenleri
Zerrelerden devlik hikayeleri
Bitiklerden filizlenmeler
Ezilmelerden uzunca kollar bulutlara
Farklılardan dolma oluklar ilkbaharlara
Zaman kadar bedava huzur
Vuran poyraz masumiyeti o fani ruhlara
Ceylan gözleri denli büyük hazlarla
Kibir köleleri denli sağlam kaşlarda
Yeni doğmuş ikirciklenmeler
Uyanmış kelebek tortuları
Öğrenmeyi ses veren özgürlüğe
Geç kalınmışlık denli kaybolanlara
İlk ağlamalar sonu acı gölgelere
Sığınmak kalmadı artık yabancı bölgelere
Ayıpları saymayı bıraktıça
Gözlerden kemi sıyırıp
Kimi karaya bulanan düşüncelerde
İçinde zaferi gösteren arşa
Kalbi konduran ak çığ bi marşa
Tütsü arzularla çoğalan
Sadeleşmesi derin köklere ulaşan
Birliktelik şarkılarıyla coşan
Engebeli sarp engelleri bile aşan
İzi silinmiş korkular tufanı
Yıkılmış girdap zifir isi
Grisi kazılmış perdelerde sigara isi
Bilmiyorum anlamıyorum kalmamış
Yaşamak istemiyorum da ne?
Neden diye sormak artık küçük tatlı bahaneleri semt gençliğinde
Anne sevgisi bulaşmamış yürek kor
Geceleri aç yatan yanı komşular yok
Yüzüne sevinç vuran minik hayranlığım
Patisini yalayıp duran
Sırtını sıvazlayan havhavlarım barınak döşek kovulmuyorlar
Haneler soyulmuyorlar
Övünmüyor ego tertip düzen
Tekdüzeliğe bürünmüyor kelimeler
Sevda ahu denli saf kumaşa sarılı
Bakışlar ela mavi yeşil gökkuşağı
Yarın istemesi doyumsuz
Oyunsuz bi tek gece bile geçmiyor
Geçitleri yaratılışa
Saygı daim
Örf adımlarla
Konak insanlığın misafiri edasıyla
Yer kapma çabaları
Taraf tutma yanılgıları
Saptıran algıları elvedalarda
Gök kadar eril bir toplum
Gök kadar kuş kartal
Gök kadar ufuk engin
Gök kadar insan
Gök kadar gök
5.0
100% (2)