3
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
697
Okunma

Sol kaburgalarının altını
Can kırıklarıyla hunharca dilerken
Acı, keder, elem...
Yüreğine bir nebze olsun su serper
Mürekkebi kazan, kazan
Kor dolu kalem...
Kaderin cilvesi kepkepi keserken
Azı dişlerinin dehlizlerinde...
Yirmilik dişini bile
Ucu morfinli kerpeten misali
incitmeden çeker alır
Asi yürekten kopan
Asil bir kelam...
Dos dediğin hiç olmazsa
Arasıra yanına gelmeli...
İğneyle kuyu kazar gibi
Gökyüzüne şiir yazar gibi
Narin sözcüklerle
Bir akvile ibrişimle nakış işler gibi
İnceden, inceye yarasını delmeli...
Akan kanlı cerehati
steril bir el ile silmeli ki
Güneş vurdukça
Yüreği rahatlasın...
Yavru bir kuş misali ruhu kanatlansın...
Derdi, kederi, hüznü
En az tahribatla atlatsın...
Ben de
Eyyüb’ün sabrı olduğunu bilmiyorlar...
Yaralarım.. gözüme kezzap dökmüşçesine
canımı yaksada
Susar/ım...
Iki dudak arasından dökülen lavlar
Istakoz misali tenimi kızartsa da
Susar/ım...
Diken dillerden futursuzca
fırlatılan sözcükler siyanür de olsa
Yutar/ım...
Yutarım amma...
Yeri ve zamanı geldiğinde
Engereklerin yüzüne, yüzüne
Endirek değil
Direk oluk, oluk kusarım...
Belki...
İçten içe yanar gönül...
Belki de...
Samanyolunu süsleyen yıldız sayısınca
Ağıt yakar toprak ananın bağrına ömür...
Lakin...
Hıçkırıklar az ötede oynasın...
Alnımıza hüzün yüklü
mısralar yazsa da kader...
Her şeye rağmen
Yaşamak güzel der...
Yaktığımız ağıtların buğulu gözlerine baka, baka
Yüreğimizi nar gibi kızarmış şişlerle dağlayarak
Sevdiklerimizin hatrına u/mutlu şarkılar söyler
Gökyüzünü gülümsetiriz...
Nisan...
Nimbus yağmur bulutlarının
acı suyunu sıkıp çıkarttı derken...
A/yaz gönüllere
Yaz geldi
Yaz fikrini, zikrini
Şiir misali
Gece gözlü yüreklere yaz...
Heyhat...
Neden...?
hep bize tatdırıyorlar
Hasretin nahoş tadını.
Oysa biz...
Fazlasıyla ödemiştik
Aşkın çile zekatını...
Nafize
24 ağustos 2019
00.33