7
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
1375
Okunma
yıllık tutan kavimlerin
rüzgarsız dallarında sallanıyor sonbahar
durgunlaşmış su birikintilerinde çağlıyor
zedelenmiş düşlerin soluğu
sondan başlanıyor okunmaya kederler çünkü
tırnağın eti sıyrılıyor önce
sonra
ademden olma
elma sepetli havvaların günahı dilimleniyor sofralarca
yaşanmışlıklar elden geliyor bir köşede
denizler kum tanelerini yutuyor
-yorgun tepeleri kusuyor acı, böylece
çileden çıkmış yumruklar
duvarların titrekliğine seğirtiyor
eteği kalmıyor dağların
üstünü
yaşlı başlı duygular silkeliyor
az daha diyerek
ertesi günlere damıtılıyor hüzün
payı paydasından sıyrılmış bir kere ayrılığın
saklanıyor dibe vurmuş tutkular
öznesi kaçmış cümlelerce avutuluyor sessizlik
bağlaçlar yetmiyor
emre amade kelimelerin boyun büküşüne
fal taşına dönüyor bilinmedik soruların gözleri
cevapsızlık
ayyuka çıkmış
kırlarda geziniyor sere serpe
paslı prangalar sakız çiğniyor hayat döngüsü karşısında
mevsimler geceye bölünse
mutluluğun yüzle çarpımında
ya da
hüzünler toplansa er meydanında
çıkarılsa gökyüzü
sonuç hep yalnızlık oluyor
dedim ya
rüzgarsız bir dalda son bahar sallanıyor
kuzeyinkızı/ömürhepsonbahar