12
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
815
Okunma

Meydan muharebesine çıkan aşk’ın son çığlıklarıydı maviden düşlerim; pembeden ve utançtan doğan mahcubiyetle gözlerimi kaçırdığım buz mavisi yalnızlığın da aymazlığında bir kuş kadar titrek ellerime dokunan ihlâslı bir rahmet içimde şakıyan niyazın da olgusu ve kelamın dürtüsü ile yenik düştüğüm.
Kibirli bir yas’ın son temsilcisiyim azizim ve feveran eden göğün de son damlası içimde ç/ağlayan beyitler az sonra inkâr edecekler adımı ve sözcükler yaralayacak yeniden hele ki ağzından dökülen aşkın bir aciz kul işte sınandığım kadar acılarımın da palazlandığı…
Bir düş v/akti aşkın çıtasına erişemediğim ve benzemezken kimselere kırık kanadımda donanan yavru kuşlar ben ki tüm aczi yetimle ilham aldığım acılarım belli ki yüreğimin frekansı öbek öbek özlemler ve şehrin kesik cereyanından yüksek bir voltaj ile içimi aydınlık yüreği de temiz tuttuğum…
Satırlar baltalıyor gök kuşağını
Haset gözlerinde kâfir notaların
Ehemmiyet taşımayan kodaman bir düş’ün yasını tutuyorum.
Ellerimde imgeler saf tutuyorum
Safiyetimin imgelerine yenik düştüğüm
Sıradan bir gece istikrarla yazdığım, yasadığım.
Ölümsüz olmamalı sözcüklerim
Ne zamanki dalayım uykuya
Israrla susmalı sessizliğimin sesi
Balyalarca hükmü de yok sayarken
Bir Tanrı mahiyeti ile
İkram etmeliyim yası ve yaşı belki de yazıya durduğum.
Her sırrı tırpanlarken
Teğet geçmeli renkler
Çıktığım huzur duasında
Sol yanımda yakama ilişen bir muhabbet kuşu
Afakî özgürlüğüme dil çıkaran
Arsız bir çocuk mahiyetinde
İmgeleri dizginlemeliyim
Yalın ayak koşmalı duygularım
En azından rüyalarımda özgür bırakın beni, dercesine…
Demediklerime meal belki de öykündüğüm her satır
Öldürdüğüm her güzellik
Hala da saklı içimde dirayet ve iyi niyet.
Kof bir yadsımazlıkla
Şiir ırkına ihanet etmeden yazdıklarım
Kalbura döndü işte tüm satırlarım.
Elzem öfkeme biat
Af dilediğim gün ve gece:
Rabbim sakın bırakma elimi ve yüreğimi
Varsın esir düşeyim düşlerime
Yeter ki çıkarma gözünden beni
Elemin nefesini çekerken içime
Bir de hidayetle yaşadığım tüm hiçliğimle
Ait olmadığım dünyanın da son harikası mı yoksa hüznüm?
Biteviye çizilen bir cam sehpa
Belki de tüm can kırıkları ile çıktığım yolculuk
Aşkın yüzü suyu hürmetine
Sevgiye binaen esaretimle geldim ben huzuruna
Aşkın nakkaşı olma özlemiyle
Seğirttim cümle cümle; virgüller hezeyan yüklenip de
Somurturken noktaya
Bir ünleme dönüştü ruhumdaki fırtınalarım
Alıp veremediği ne ki mevsimin?
Kayıpların da meali bir bir diktiğim söküklerim
Bir m/eziyetmişçesine göğün selam çaktığı
Her yıldızı takarken gözüme
Gözlerimi alamadığım ulu varlığın
Aşkın hümayunu tüm satırlar da sadece sana armağan.
Yetim kalmışlığım ne gam!
Aşka adanmışlığım ne yalan ne de hurafe.
Sezilerimde veryansın
Tıpası kayıp benim şiirlerimin
Esvabı da yırtık hangi cümle ise arkasını topladığım
Sonra da kendime güldüğüm bir çocuk saflığıyla
Beti benzi atan şunca ışık şunca rahmet
Elbette huzurundayım gün ve gece
Affına sığındığım ve rahmetine
Tok gözlü yüreğimde büyüyen de bir yara.
Sevgiyi şiar edindiğim hangi kayıp mealimse
İnfilak etmeye saniyeler kala yazmalıyım bu satırları
Bir muhakeme belki de muvaffakiyet
Tuttuğum yasına binaen yarım masallarımın
Ne de olsa harikalar diyarındayım baş koyduğum umut
Aydınlığa rükû ettiğim her ezan vakti elbet.
Benim şiarım heceler ve sevgi
Aldansam da aldatmadığım kadar mutluyum
Cihanı ve kendimi
Belki de yuttuğum son lokmayı betimlerken kelime kelime.
5.0
100% (15)