13
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1486
Okunma

Her tonunu sevebilirim duyguların…
Yanık teninde dolgunluğun ve mavi kanatlarında
İzdiham yüklü fıtratımın da kanayan yarası
Selamın geri dönmediği bir yüz karası belki de
Beyitlerin içine sızarken hece hece
Renklerin doğasında muştulanmış beyazın
Yorgun t/asası.
Hangi göğün kaçıncı kompartımanıyım?
Hangi yakanın kavuşulmadığı…
Tıpkı metruk bir şiire baş koymuşluğum
Bir de savsaklarken laneti arındığım pür-nakıl hezeyanlarım…
Sevdanın bir düş’üş olduğu
Hicranın bir sanrı babında
Özlemin de hala rüştünü ispatlamadığı…
Mavi rotamda pembeden bozma benim düşlerim
Kıyama duran kanamalı bir sure
Aşkın baskın hicvinde
Soytarı bir kelam içime b/andığım aşk kadar
Saklı yaralar.
Öncemi deşip
Yarınımla eşleşip de karası göğün
Mavi turnanın göğsünde bir sefahat bekçisi belki de
Ayyuka çıkmış bir şiirden taşan hüznü
Oyup şiir niyetine
Yüreğimdeki Çıfıt çarşısı sağ salim çıkamayacaksa
Sivrildiğim kadar da sindiğim bir mertebe
Ölümün bekası şiir dilinde bir mersiye.
İşte lades, demenin cezası
Aşkın kanlı ellerinde.
Son duraksa içimdeki tuzak
Aşkla yıkanan ruhuma son bir darbe
Açılan ateşte yaralandığım her kare
Zamanın bandığı bir hurafe
Çatık kaşlı tasamın tema’sı saklı aslında her şiirde.
Göze aldığım;
Göze geldiğim;
Gözden düştüğüm…
Ölümün de ilk ve son provası
Nazenin bir yürekte
Kekeleyen şiirin bıçak sırtı her mısrası
Arındığım kadar akıttığım kan ve gözyaşı
Kaderin makûs seyrinde
Bir düş perdesi ıskaladığım mutluluğun rotası.
5.0
100% (17)