3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
917
Okunma
Uyku;
ölüm gibi sığ,
dipsiz bir kuytu
sallar durur ruhumu
incecik bir rüzgar oldum olası
asırlar öncesi ve de sonrası
kaç asra mahkumdur
bu asi ruhum
volta atar durur iki ezan arası
kalu beladan belki de
hatırlaması
farzet ki bir göl kenarında
sazlıkta upuzun kamış ağacı
değmezse bir usta ehlinin eli
neylesin kalır gider
adı gibi bir ömür kamış ağacı
ya da uçsuz bucaksız çölde
bir kum tanesi
binlerin içinden
bekler durur vuslat vaktini
rüzgar esecek de
savuracak kendisini
kaç zamandır bekleyişte
tükendi tukenecek nefesi
bir bakış bir nakış
değil midir
biçilmez pahası
ederi bıraktığı kadar izi
dokunduğu yürekteki aksi
değil mi ki
sabah gecenin gündüze aksi
tıpkı aşk gibi sevda gibi
gün bitince
devralır gece nöbeti
ten susar ruh susar
belli ki sükut vakti
dil ikrarda fikir firarda
tam da aşka biat vakti
haydi kır zincirlerini
Ahmet Şahin Bursa
16.05.2019
Sa:05.15
5.0
100% (4)