Kadranımda kan sesleri
Cilvesiz ve ruhsuz bir melodi
Tik Tik Tak
Hayli keyif çizili
Masamda rüyadan öte
Bir deniz tablosu gibi uzanan
Rıhtım kokulu mavilik...
Elimde dehlizlerinde kayboluşun hikayesi
Ağzıma aldığım kuş kalemi
Sana bana ve yurtsuz tüm kuşlar alemine
Ağır bir çağrıdır sözlerim
Gurbette kürek ç
ekmek Zincirle
dost eylemek yüreği
Ne zordur bilir misin ?
Bana bir damla su ver
Serçe gagasından ilham alan
Çemberli buğday tanesi kadar
Ve yüreğimdeki sızı kadar
Rahat ağacına sarılsın
Yüreğimdeki sızılar
Kadranımda kan renkleri
Saat metal tadında
Yüreğim rakik sokaklarda
Eridi benim
Bir çırpıda açıldı bağrım
Çocuklarımın gözleri eksik
Ölgün
maviliklere adadım
Çehresiz ve çerçevesiz şiirimi
Vagonlar içinde buldum gözlerini
Perdeler ayırıyordu
Karşımda sen vardın
Karavandaki o tını
Elimde saman çöpleri
Ağladım sürgün olduğum günden beri
Bir
sevda katarı çıktı
Bab’ül- Aşk diyarından
Sana doğru mendil düştü
Yüreğimden avuçlarına
Bana ait ne varsa
Sürgünden öte sendin aslında
Dudağım kanadı
Öperken
zamanı
Ağır aksak kaldım
Çiçekler bahara ısmarladı ellerini
Gemiler sürükledi imbatları
Bir fanus içinde
Sana gelen
Mektupla lal oldu dilim...
Gurbette kürek çekmek zordur
Gönül yüküyle ağdalı
Heyecanı doruksuz
Umarsız bir kadersizlik
Sözlerimde eksik lügat
Dilim yavan ve çor !
Anla beni
Oğul veren arılar
Menevşe sepeti
Bir tezgahta dilenen çocuk
Masamda şu an
Kitap sayfasında kül gibi
Mavilikler arasından gülüyorlar bana
Kadranımda kan lekeleri
Saat akşama koşarken
Gözlerimden düştü
Harflerin kızıllığı
İşte o vakitten beri
Al al olur mektuplarım benim