1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
945
Okunma
zemheride ayaz kesiğidir
kırık dal sancısıdır yüreğim
bütün şehirleri unuttum
bu hangi istanbul
hangi mevsime koysan beni kırık beyaz açarım
sisli sabahlardan öğrendim gizlenmeyi
bundandır kendi gölgeme dikerim
gelincikten kısa kalsın diye çınarları
sessizliğe kurarım otağımı
hep böyle dolaşırım
cebimde kır mührü sarmaşığım
kurşun döken ağızlar çoğalır
yaralayan sözcükler gezer kanımda
yediyepede bir kurt gibi ulur yalnızlığım
kimse tutmaz elinden
yenikapıdan denize atlayan güneşin
ışığa açar gözlerini karanlık
mavisi ölü sular kalır geriye
bir zift kazanını andırır boğaziçi
ya benim elinden tuttuğum
ölümle uykuyu karıştıran bu şehir hangi istanbul
sabah olur apansız kıyıda üç beş insan
koynunu doldurur ölümlü günün
hükmünü yitirmiş yıldızlar birer görünmez aksesuar
sonra yağmurlarla silinir izimiz
isimsiz geçtiğimiz zamandan
23 Nisan 19
ali rıfat arku
istanbul
5.0
100% (3)