3
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
797
Okunma
Kül’dem
önce, yastığıma dokunan ellerim ağladı yokluğuna
sessizligim öyle bir çatırdadı ki yatağımda
duymalıydın
en hazin çaresizliğin yankısını odamın duvarlarında
neydi;
dört koldan sarıp, dibe çeken
derleyip toparlayamadığım satırlar gibi eksik kılan beni...
göğsümü dağıtan bu noksanlık hissi
oradasın da bu dolmayan boşluk neyin nesi...
yarım kalmıș ne varsa içimizde ukte!
tamamlanma arzusuyla sarılmak birbirimizin acıyan yanına...
ah o yarama tuz basan gülüşün!
ben sana büyümemiş çocuğum
sen bana...
gel
ve
sarıl, havaya, suya, toprağa cemre düşsün!
sude nur haylazca
5.0
100% (21)