25
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
1393
Okunma

Acının türküsünü bile söyleyemeyen
Dili koparılmış
Uçurumdan uçuruma sürüklenen
Gece gündüz şehit gazi veren
Bir ülke düşün
Köleliğin kurulduğu bu düzen
Hangi Tanrının lütfü dur bu
Zulmün yüzü karadır arkadaş
Nar içi gülüş kara bağrında
Küllenmiş ateş kor demler
Bu çatlak gökyüzünde.
Göçüp gideceğiz bir gün
İçimizde onca vebal varken...
Belki akşam üstü belki şafak vakti
Çekip bayrakları göndere
Sonsuzluğa açılan bir perde
Geceyi yırtarak düşlediğimiz
Bir mavi gök yıldızları
Aşk ile sevda ile
Tarihi yazan çığlıkları
Duyun ve dinleyin
Doğacak günün ayak seslerini...
Bir ülke düşün
Havası,suyu,denizi,güneşi olan
Dört mevsimi bir arada bulan
Kirli çamaşırlar ört bas yapan
Başkanlık sevdasıyla tutuşup yanan
İki yanı keskin bir bıçak gibi
Adalet terazisi şaşmış
Yalan dolan neresinden tutsan tu
İki ucu boklu örme olan
Gelmişi geçmişi dün gibi taze
Bir ülke düşün...
Yarının umudu çocuklar taciz edilmiş
Kadınların kuşlar gibi boğazlandığı
Adaletsiz dünyanın adaletsiz lere
Söyleyecekleri var insanlığın
Tarihin kıskacında büyüyen
Nar çiçeği unutulmaz sancılı
Zifir karanlıkların da vardır
Işık sızdıran bir çatlağı
Bin yılların kahrını taşıyan bu tarih
Kendi elleriyle kazıp çukurunu
Gömecektir
Kendi cesedini kendi çöplüğüne
İşte o zaman görün
Ey kör kainat tanrıları
Koynunda beslediğin utancın
Kızıl bir güneşle yıkanışını
İnsanlığın altın çağında
Emeğin ekmeğe dönüşüp bölüşümünü...
Salim.Erben
5.0
100% (30)