3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
981
Okunma

Eğer bir Tanrı varsa bu dünyayı gereğinden büyük yaratmış demektir
bu nedenle küçük ve ürkek insanlar zor durumdalar
bu kadar büyük bir gezegende
kimse insanlar arasındaki mesafeyi ölçemez
altı milyardan fazla insan yaşamasına rağmen
her bir birey çok yalnız
bu yüzden herkes umutsuzca yakınlık duymak istediği kişiyi arar.
Arakawa Under the Bridge.
Dillerini yok edin bu birbirinin sırtını kaşımaktan başka bir işe yaramayan toplumun
Kibrit suyu dökün saklı bahçelerine, cinnetler yeşerecek kasık aralarında
tüm dilsizleri öldürün
bileklerini kesin
altın varaklar
ejder meyveleri
beyaz çaylar
varlıkla ve bu muhteşem ittifakla
yürüyün yürüyün yürüyün
Sessiz ölüleri unutun
ve uyutun
huzur içinde.
Şarap ırmakları akıyor
el değmemiş kızların göğüs aralarından
tüysüz oğlanlar tef çalıyorken
İşte Makyavelci ibadet diye buna derim ben.
Tanrının sözleri duyulmadı
duyanlar uyanamadı
uyananlar
uymadı
Uyanlar uyarmadı.
Hiçbir musibet sebepsiz değildir
anlaşılmadı.
Bir tabaktan yerken
doyan bunca karın.
Saraylara sığmadı
Bir sobada
ısınan et parçası
Milyonluk pardesülerle salına salına iftira attı.
Bu şehirleri geç
bunları da demiştim bir vakitler
Bu trenler geçiyor şimdi
ikide bir tökezleyen vagonlar arasında sevişelim desem günah dersin.
Ama daha çok para kazanmak için kırk,elli,atmış,yetmiş kişiyi aynı anda öldüren
şirketlerin
Soruşturmasına dahi itiraz edersin.
Başımda nöbet tutan tüm tek gözlü devlere duyurum dur
yüz sene en fazla
kurtçuklar yuvarlarken göz çukurlarınız da
bir metrekare çukur en fazla
Şimdi inliyor şeytanın dokunuşları damarlarınızda
anayasal protesto hakkımı kullanarak söylüyorum
Deri pantalonlu adamların işediği fantezilere gebe kaldı ya bu dünya.
İz
in
ininiz
isimsiz
bir şekilde solacak pankartlarda.
Şimdi susuyor tüneller
köprü başları
ve
kanal altları
sevebileceğim kadar seviyorum
tarif edebileceğim kadar seviyorum
tarifsiz
olanın kime yararı var
söyleyin bana.
Erik dallarını kırdın mı
çiçeklenmez
ve ezildiğinde şaraba dönmez.
Özlediğimden
özlenildiğim den
dolacağım gözlerine
dokunacağım yüzüne
doyacağım
doyuracağım.
kadın
bu senin şiirin değil
kaybolan izin değil
ellerinde yırtılıyor etim
yırtılan ipek çarşaflara sar benim bedenimi
bedeninin üzerine düştü yırtılan sesim.
Baş ağrıtan şeyler söylüyorum
biliyorum
Silivri soğuktur şimdi
Salt beyaz çizgilere basarak yürüyorum
salt doğru bildiğimi söylüyorum
zannet semde elbet bende yanılıyorum.
Geceden sabaha ninniler söylüyorlar zaten hepimize
şimdi sen geç bunları.
İstediğin
yerde
soyun
suyun
besleyecek çorak toprağı
Gazete kağıtlarına sarılmış cesetleri mi
yaksınlar
yakındığıma bakma
küçük şeylerle mutlu olmayı istediğimden değil
ama ben anlamlı sabahların
var olduğuna inanmıyorum...
5.0
100% (3)