25
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1653
Okunma
-I-
hadi şimdi yeni açıldı
git dudağını boya
git kısacık saçlarını
bir temmuz akşamının rüzgarıyla oyala
git başını kuma sok
kirpiklerini tuzlu suya
da...
eylül dayandı mıydı kapına
o sahil kahveleri de kapanacak dedim
kederli kadersiz yerli yersiz
sorup duran
sordukça değil
öyle durdukça içimi oyan
gözlerindeki sahte ışıktan
soyundukça soylulaşan
ve aynada harap bir hevesle
gülümseyen kızına
-II-
sahi bir gün
tozlu masum siyah beyaz
eski yazlık sinemamız açılır mı yeniden
ve kapanır mı kirli irin al yalım
ciğerimde kanayan eski yazlardan kalma
şu esrik yara?
-III-
bana bunu sordu anne çocuk gözleri
sevdiğinin dört mevsimlik kollarına
bunu sordu da gitti
bir ara kalk da kulağıma fısılda
fısılda ki fısıldayayım kulağına
sussun bir şiir boyunca
sussun bir şiirin kıyı kentleri boyunca
en kötü huylusunun suları
en iyi huylusunun sert surları boyunca
ürüyemediğince ve sırf
sırf yorgun ve durgun ayaklarıyla
yürüyebildiğince attığı bu hazin nara
-IV-
açılmayacak yazlık sinema
ve kapanmayacak değil mi anne
o eski yara?
ve ben mühim bir şey sordum
dönmüşsün sırtını öyle
otuz yıldır uyuyup duruyorsun
bir kere de kalkıp cevaplasana!
-V-
anlam veremediğim
bu huzurlu uykun senin
hani o kolları dört mevsimlik adamdan
emanet midir yoksa sana?
JD
Caritas/ Latince/ Manevi Yakınlık