2
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1726
Okunma

Bir şiir sancısının
Parmak uçlarımı istilasından
Geriye kalan
Yanık karanfil kokusu değil
Bu mısralar.
Dilsizliğimin lehçesi
Uçurumlara seslenmenin aşkçası.
Mühürlü dudaklarıma inat
Kelimeleri hançerlemekten
Vazgeçmeyen kalemimin
Sınırlarımı yağmalayan intifadası.
Çöllerimi duyuyormusun Şehla
Kır çiçeklerimin mavisini
Göllerimin kederini...
Ben
Ateşten nefes alan bir ney gibi
Aşkın avcundan alıp kelimelerimi
Her birine
Ruhumdan bir cüz üflüyorum
Belki bir gün duyarsın diye sessizliğimi
Kirpik uçlarınla yaralayıp harfleri
Mürekkebime aşk katıyorum.
Uzat şimdi kollarını sonsuzluğa
Ruhunun kıyısına iklimler
İklimlerin avcuna bozkırlar
Irmaklar bırakıyorum.
Seninle sadece lâl bir aşkla değil
Tomurcuklanan ağaçlar
Dört nala koşuşturan küheylanlar
Itır kokan rüzgarlarla konuşuyorum
Sen bunu sadece bir şiir sanıyorsun
Oysa ben
Her bir kelimenin esrarı için
Kaç sükutun canını yakıyorum
Dilersen hiç öğrenme lisanımı
Ben sana seslenmenin
Kalbimde bıraktığı hazdan hoşlanıyorum.
Yağmurlarına gökkuşağı serpen güneşim ben
Tebessümüne dolan ay ışığı
Parmak uçlarına dokunan karanfil
Görmek istiyorsan eğer beni
Kalbinde ki aynaya eğil
Kendini sende seyreden aşkım ben
Başka HİÇ bir şey değil.