Saçaklar altında durup seyrettiğim

Damlaların raksına

Genzimi yakan toprak kokusuna

Nazende hanımeli tenine

Gözlerimi yakan güzelliğine

Kaçamak bakışlarına vuruldum önce
.
.
.

Ne yaşım on yediydi

Ne başımda kavak yelleri eserdi

Ne ilk sevdiğimsin benim

Ne de bu serseri bir aşkın hikayesiydi

Ama gönül , ah bu deli gönül

Şimdiye kadar hiç böylesine sevmedi

.
.
.

Kahvenin tadını

Yeşil ile huzurun aşkını

Bir şehre verip adını

Ona hasretle bağlanmayı

Ve

Hatta çok özlemeyi


Durup dururken

Olmadık zamanlarda

Onca işin gücün arasında

Gözlerinin düşmesi aklıma


Ve


Yüzümde kocaman aptalca bir gülümse


Buda nereden çıktı dercesine


Saklamaya çalıştığım heyecanı


Yada


Neşeli şarkılar tutup dudak ucuyla


Ah keşkelerime


Ah şimdi yanımda olsaydını eklemeyi


Sen öğrettin bana


Ömrü yarıdan ayırıp
Yarım kalan yanımı seninle bir yapmayı