18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1500
Okunma

Dalgalı bir günün durgun akşamında…
Mahzunluk seriliydi bir çift gözün bakışında…
Lokma lokmaydı inişi
Yutkunası zor yorgunluğun…
Sözcüklerin tutunamadığı kovucu kuruluğun…
Ah gidi tene dik açıyla kuruluşunu vurgun’un…
Tekmesini yediğim, sillesini aradığım
Hasret yüzlü geceler…
Gündüzün gelişinde hayra açarım bayrakları…
Gecenin gelişinde ise siperdir gözyaşlarım
Sineye çektiğim…
Kılıfsız ve kılıksız tipli aydınlığın dört köşe koşusunda
Akşam yenilgisine uğrar yürek…
Gündüz bulur beni sevdalar
Ben de kılıf uyduramam haliyle…
Şaha kalkar ben de duygular
Dizginleri kim bilir nerede…
Önümü görsem de
Iskalayan sevdanın ağıtları es geçmez
Günün şenlik vaktini…
Dolanır sinem dikenli aşklara
Kördüğüm olana kadar…
Gündüz düşer suya,
Gece selamını verirken…
Ve tamda huzur turunda yürek
Haksız da değil, dinlenecek…
Derken öğrendi gece gelirmiş asıl acısı gündüzün
Kapanınca perdeler…
Perdeler arkasında uzun ince gölgeler…
Ah ah! Gündüze bahane bulan gönül
Bu yıl gibi gece de kim bilir ne eyler?