4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1239
Okunma

Bir okul çıkışıydı,bunaldım biraz
Hava açık, güneşli,mevsimlerden yaz.
Dedimki bir gideyim,onla sohbet edeyim
Belki bulurum moral,kendime de gelirim.
Kıvrımlı dar yollardan, geçtim sessizce sokaktan
Çıktı önüme cadde, çizildi rotam sonradan
Yandı kırmızı ışık, yüzümde bir tebessüm
Az kaldı büyükbaba, yanına geleceğim...
Ellerim direksiyonda,gözüm dönüş yolunda
soldan dönmek üzere, sinyalim de hazırda
Neden, durdum aniden;bir anlam veremedim
Kırıldı zaman sanki, yolda ortada kaldım.
İrkildim apansızın, bana çalan kornadan
Toparlandım yeniden,şaka değil durmuşum
Ne hayal bu, ne kabus, gerçeğin ta kendisi
Defnettiğim dedemi, yaşıyor sanmaktayım...
Yıkıldı dünyam o an, gökse çöktü başıma
Kırık, mahsun ve üzgün, yanaştım bir kenara.
Dinledim hislerimi, belli ki zihnim komada
Oltasız balık avına giden avcı misali
Mantığımsa pes etti, ölüm geldi aklıma
Çok sevdiğim adamı görememek kahretti.
Ne severdim dedemi,dede demezdim ama
Büyükbaba sıfatı, pek yakışırdı ona.
Keşke bu acı oyunu, aklım oynamasaydı
Yitmeseydi gidenler, hep orada kalsaydı...
Sevmek ne yüce duygu;zaman,mekan tanımaz
Pes ettirir yılları;kırar devr-i devranı.
Lâkin eller boş kalır,kalpte buruk bir acı,
Ellerimiz boş kalır,sevenler kavuşamaz.
Rahmet okudum ona,hem de yanında yatana
Gittim gözlerim yaşlı,kabrinin de başına.
Yan yana yatıyordu, büyük annem ve babam,
Okudum ağlamaklı;üç ihlas ve bir elham.
Kaybetmeden onları,dökmeli hislerimizi
Yıllar girmeden araya, öpmeli o elleri.
Fırsatları bulalım, kalalım muhabbetle
Ya da acır sol yanımız, tarifsiz kederlerle.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (5)