2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1401
Okunma
beklediğim en kalabalık yolculuksun..
bir sen/yokluk ve zaman üçlemesine
düş diye sızan
bu rutubetli duvarların ıslaklığına
dokuna dokuna/ alıştım.
sonra çok sonra bütün seslere...
(.
.
.)
"...anladım ki
gelmeden çözülmeyecek
bir düğüm var içimde
koştukça düştüğüm
gittikçe kaldığım
hep yarım kaldığım.
eksik
ve tadsız..."
çocuk parklarında
durup beklediğin
gün sonraları
omuzlarına mı çarpıyor
o batan güneş
nedir bu martılardaki telaş
yine mi gelmiyorsunu
müjdeliyorlar bana ki
hep kekeme yokluğunun
bütün dilleri
dudaklarının çatlağından sızıp,
dağılıyor en kuytu yerlerine
ıslak bir nefesin
kulağının dibindeki ürpertisi
senide mi deli etti
bu şubatların
karsız gelip geçmişleri.
şimdi sona sayıyoruz.
biz yasa
dik başlı giriyoruz.
ahh delim benim
delirdiğim
sersem bir günün
telaşlarındayım
avuç içlerimi bağışlasam
tenimde deprem ki
nikotin sarısı zamanlardayım
öksürüp atmaya çalışsam
mesela seni..
al burdan yak
bir yokluk yayılır
yüreğimin közünde
ılık bir ses
bütün yüzlerden arınıp
gelip bulacak diye beni
beklediğim gün.
geçe şimdi...
geçe bir düş şehri.
akrep yalnızlığı
yelkovan sadakati
bilindik bütün aksesuarlarını
çıkarıp, zamAnın
soyunuyoruz koynumuzda
kimsessizliğimizin...
(...)