1
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
710
Okunma
Gün gelecek
ince bir kalemden iki dal düşecek tutunarak birbirine..
Ben gördüm çehremdeki yüzü
Az önce nehirler geçiyordu
Bir dilim ekmek ve zeytinle gözlerine giderken..
Başakların boy verdiği topraklarda
Karanlığın bakışları kocaman.
Ki,
Güneş sesimize yerleştiğinden beri
Ağzının kenarında çiçek gibi susuyorum
Bağrına yalnızlığımı basan uykusuz kuşlar arasında
Gökyüzü büyütüyorum.
Soluğunu iliklerken yeşil bir örtü ile üzerime
Yanağından mavi trenler geçiyor
Ama,,
Ama önce ellerin vardı masa üstünde
Sonra yüzün
Sonra çıkıp gelen herşeyin
Ahh camdan denizler
Ve yüzeyine iki kalp çizen bulutlar
-bu duvarları kim astı buraya
Bir kış gibi-
Her nasılsa seviyorum işte
Koyu sır sözcükleri parmaklarının ucunda
Ne diyor Nazım Hikmet,
’Bir dakika sonsuzluk doldu taştı gönlümden
Bir dakika bir ömrü kurtarmıştı ölümden’
...
5.0
100% (15)