2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
678
Okunma
milliyetsiz doğurganlar ateş kundaklarında
toraman yalnızlıklar bıraktı
umut beşikler büyüten ülke kapılarına
sızının ilk çığlığı yankılandı bir hırçın denizin
iskelesine düşen duru sanrıda
karton kayıklar kanatlandı sedasız
adsız iskelelerden yabanın çitlediği ufka
iki kimliksiz insan
hayat veren sular tuzunu kusuyorken yağmurlu dudaklara
kurşun elbiseler hediyelendi istemsiz
sapan koyaklarda serçeler kanatlayan uyumsuzluklara
sustu mecburi anneler
taze sonların ebebeynleriydi mavi lahitler
şefkatle açtılar taştan kucaklarını kara servilerin gölgesinde
bir evren boyu mumyalanan düşlere
zamanın küflü yutakları kan sızdırıyorken kubbelere
kustular onlar nefretle
ilk çağlardan kalma baharımsı kokuları
iliklerimizi emen demir fahişelerin
yasal talanlarına bükümlenen nemli çizgiler kabullendi
göz bebekleri mavimsi kırmızıları
.
dün yarın aslında
5.0
100% (7)