Ahmet Dost, yazmak bir tutkudur, yazmak düşünce birikiminin, ideolojinin felsefesinde yatan ve kişiyi dürtüleyen, onu motive eden, iradesini yönlendiren bir ifade biçimidir.

Yazmak, sevdaya tutulmaktır, poyrazın karaya, alizenin kıyılara vuruşu gibidir, yazdıkça kendime sakladığım sırlarımı bile ifşa eden bir sanat türküsüdür içimde söylediğim.

Yazmak, halden anlamayan topluma karşı bir baş kaldırı, asi bir direnme şeklidir uyuyan bireyleri uyandırmak için.

Yazmak, aradığın kendini bulmaktır, insanın/ kişinin kendisiyle dertleşerek bir bilanço ortaya koyma ve bu bilançonun negatif ve pozitif yanlarını kendi kendine anlatma çağrısıdır.

Yazmak, aradığın kişiliğini, karekterini, alışkanlıklarını, zaaflarını toparlayarak kendi zaaflarına gerekli enjektörü vererek bir sağaltım yapma sanatıdır.

Yazmak, güneşi yere, bulutları yağmura, duyguları lirizme, buğdayı ekmeğe, sevgiyi sıfata dönüştürme ve beyinde saklanılan gerçeği açığa vurma sanatır.

Ben de yazıyorum elimden geldiği kadar, dilimin döndüğü, kelamımın yettiği kadar. Ve bu aşkla yaşıyorum. Çünkü, yazmak, öğrenme sanatının en didaktik, otonom ve edebi bir biçimidir.

Çok çeşitli türleri olmasına rağmen; ben makale, deneme, anı ve gözlem yazıları yazmaya çalışıyorum.

Bu da benim, kendim ifade etme şeklim olsa gerek.

h. h. arslan - 20.09.2018