18
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1664
Okunma

Ömrümü azat edecek bir şiir dillendiriyorum…
Öncesi muğlâk resmin!
Elimde bir dosya
Pejmürde resimler…
Her biri ısrarcı.
Misal:
Kimin nesi bu kadın?
Ya da şu adam eli başımda:
Serkeş varlığın hicvinde
Kim söyle,
En metruk bilmece?
Kazan kaldırıyorum ey yalan imge:
Alacağım öfkemi senden:
Ben şiir sen kepçe
Adımla uzak
Yalansız günümle en yeknesak varlığım:
Günün örtüsü delik deşik
İçimdeki ruhun coşkusu
Çoktan söndü.
Kalbimin mührü de kayıp
En ayıp şiir olmalıydım oysa:
Açamadığım kapı,
Giremediğim yürek
Olmamalıydı da
Olur olmadık yerde
Gülmenin ne mi âlemi vardı?
Şiirler küçülsün de girsin cebime:
Surelerin gölgesinde yâd edeyim:
Şiirce bir kayıp
Elem yüklü o sallanan kayık
Hani içinde olmadığım
Ve dibi delik,
Su ile dolan
Yüreğimde salınan
Şiir benzeri bir lahit:
Kibrim değil yenik düştüğüm
Sarf etmeyi unuttuğum sözcükler:
Ölüm gibi; aşk gibi
Yansız ve savruk nameler
İçimdeki kırık düğme nasılsa takılı
Etmeyi unuttuğum bir küfre
Kalıbımı basarım ki;
Kafamın yarısı yolda kaldı
Şiir diye, diye içimdeki kuytuyu deşip…
Ahkâmların yarasına tuz basan
Kayıp hükümlerden
Düşen payıma hep sessiz bir özür
Varlık değil vebali ömrün;
Selam değil dönmeyen
Sevgiyi bile bahane eden
Yüzüme bakmamak adına
Arkamı deşen bir çentik.
Aslında benlik bir rota:
Dününe âşık
Yarını şimdiden kayıp
Hatırşinas bir hecede
Bağdaşık ömrü sürüklerken
Peşim sıra
Galip gelmediğim
En bariz kayıt
Ömrümü yiye yiye bitiremediğim…
Sonum değil de hani
Soytarı ömrün lav ettiği
O artı parantezde
Tutuklu kaldığım
Sarı benizli bir resim
Kim bilir her birinin mezarı nerede?
Gömdüğüm tohumlar bile rest çekmişken;
Hayat değil ibaresi
Son sözünü söylemişken
Kaybolduğuma tek tanık
Mademki Yaradan;
Sonumu yakın kılsın yeter ki;
Azat olduğum hangi şiirse
Yazmakla mükellef
Bir meczup
İçindeki hazan aralıksız şerh düşmüşken
Koca seneye peşi sıra
On iki ayın bile adı
Sadece Eylül kadar sönük sarı bir ışık.
5.0
100% (25)