Ezildi yüreğim hicran içinde
Susmuş konuşmuyor dillerim bugün
Nazlı yâri yad ellerde görmüşüm
Çağlıyor gözümden sellerim bugün

Felek muradını gözümden saçtı
Sinem yaralayıp kanımı içti
Eyvah dedim ama iş işten geçti
Ne yaman tutuştu sollarım bugün

Didem yaşı al kanlara karıştı
Kahpe felek kem yazımla yarıştı
Sanki Azırail cana erişti
Kazıyor kabrimi bellerim bugün

Yarası olmayan yaramı bilmez
Karardı her yanım yüzüm de gülmez
Ölüm ölür ama bu derdim ölmez
Vakitsiz sarardı güllerim bugün

Bu benim derdime çare bulunmaz
Ciğerciğim pare pare bulunmaz
Bana bundan derin yara bulunmaz
Kırıldı omuzdan kollarım bugün

Ah ettikçe kara bağrım ezilir
Akar sevdam gözlerimden süzülür
Gam dağları önüm sıra dizilir
Neyleyim bağlandı yollarım bugün

Ne yaman ateştir aşkın ateşi
Bulunmaz dünyada benzeri eşi
Kederdir gönlümün ekmeği aşı
Zehir oldu gitti ballarım bugün

Bülbül gibi güle ağıt yakarım
Fiske vurup can mülkümü yıkarım
Hem bu aşkın çilesini çekerim
Hemi saçlarımı yolarım bugün

Kimler yazdı şu karalı yazımı
Nasıl diyem sinemdeki sızımı
Derman bildim ama dertli sazımı
Pas içinde kalmış tellerim bugün

Güzeldi sevdiğim goncadan gülden
Şu deli gönlümü etmişti yoldan
Kaybettim ağlarım ne gelir elden
Serpildi başıma küllerim bugün

O güzel sebeptir derin zarıma
Erem dedim eremedim kârıma
Yetiş Mevlâ’m yetiş benim carıma
Karalara döndü allarım bugün

Yanar durur gönlüm haftada ayda
Geçer gider ömrüm bulunmaz fayda
Bir umut kalmadı o zülf-ü yayda
Hep mi boş kalacak ellerim bugün

İntizarım vardır gani Hûda’ya
Rahmeti bol olan eli gedaya
Neden beni düçar etti sevdaya
Hep ondan büküldü bellerim bugün

Yürüsem de Hakk’a derdimi desem
Gözyaşımı döküp sitem eylesem
Dertlerimi tane tane söylesem
Ne de yaman oldu hâllerim bugün

Bu ateş bağrımda yanar sönmüyor
Yaram derin bir dermana kanmıyor
Eydür Emrah artık çarkım dönmüyor
Salacam üstünde sallarım bugün

17 Eylül 2018 Pazartesi