11
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1702
Okunma

bembeyaz bir sayfaydı
her zaman sana açtığım
güneş penceresi vardı
ne zaman karanlık
perdesini üzerimize çekse
ayağa kalkar bakardık
daha şiir yazmamıştım sana
yoktu yanımızda başka birileri
çocuk sözlerin güzeldi ahengi
sığardı küçük bir kalp kolyeye
teybin sesini açardım sana
aşk şarkımız çalardı
eskimeyen seslerden
uzakta çıkacağımız bir dağımız vardı
düşman çizmeleriyle çiğnetmediğimiz
orda güzel gözlü çocuklar yaşardı
hemen eteğinde dağın
uzatsalar ellerini
ekin ekmek ellerindeydi
göz kadar pencereli evlerde
hamur bazen tekneden taşardı
samanlıkta üzümler armutlar
sallanırdı tavandan
ne masal zamanlardı
suya giderdi keloğlan
ocakta mısır közlerdi
kül kedisi sinderella
henüz sevda nedir bilmezken
ödevime yardım ederdin, ben de senin
nasıl diz dize dinlerdik
yaşlıların sözünü
sobanın üstünde demlenirdi çay
birbirimizde ısınırdık
içimizde hiç bitmeyen sıcaklık bundan
02. 08. 2018 / Nazik Gülünay