0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
746
Okunma
bir yol düşün ki
ne uzasın ne kısalsın
mavi göğün altında
şatafatsız akan sular gibi
bende bütün yollar bir yangına çıkar
hem günün unutmuşluğundan
hem gecenin kanayan yarasından
açılan kapılarda durur
imansız bir rüzgar
örtük perdelerdir ki
silüetleri yutar
yorgun günden ayakta kalan
sıraya girer bende
kaderine karşı çıkan
hiç bir suyun kabullenmediği çakıl taşları
nizami olmayan bir telaştır kent
çakıl taşlarından yapılma bir resme oturtulan
ah
bir depremin ilk kıpırtısı
suya düşer nilüfer olur
bana düşer sazende bir balçık
göğün kopyasıyla oynaşan kuşlar
gelir bir acizliğin dalına konar
toprağa çivilenmiş ağaç boşluğunda
neresidir
bir adla çağrılmasın
bir topoğrafın arsız parmaklarında
dikteye düşmemiş
bölüşülmemiş
hiçbir alfabenin gömütünde
kimselere tanıdık gelmesin
yüreğimin ayazından kalkıp
güneşi selamlayan şiirlerim gibi
koştum
yer betimsiz bir mana
ayaklarımı göstermek için dikilmiş anıt
eskimeyen bir sestir yaklaştığım
durdum
zamanın duvarında
yokluğuma bakındım
külün suskunluğuna sarıldım
yanarcasına
05.15
02/08/02018
ali rıfat arku
istanbul
5.0
100% (3)