2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
670
Okunma
bir enstrüman tınısı
ellerimde buza dönen tutsaklık
demiri topraktan kotaran
kendisi için dövdü zincir
oysa ki
kuşkunun omuzladığı dağ devrildi
korku suyu geçti
erken geldi ömrün telaşı
kendine haber dahi vermeden
bu bir sürgün
avucumun ürkekliğinde
yönleri şaşırır pusula
bir düşü omuzlayıp
çıplak ayakla geçtim suları
baldırlarımda sümer yazıtları
çakır dikenlerine ödenmiş bir baç
içimde içine göç eden bir seyyah
kendine dolanır ayakları
yaşanmadığı için bilinmeyen
yolun kendisi bir hatıra
bir kaybolmuşluktur
seyyahın durmadan kendinde dokunduğu
sıkça tekrar edilip
aynı yanlışlığı bir daha yaşamak
işte budur medeniyet
nizam kültüründe
kırbaçla öğretilen gerçek
öğrenemedim
gölgeme değince zincir
göğsümden boşaldı izdiham
toprağımdan filiz verdi isyan
sanırım yağlı bir urgana denk gelir
yeryüzünde şüpheyle gördüklerim
nasıldan niçine çekilmiş bir telgraftır
tenimle oynaşan umut
ben bir şeyi susunca kopacak kıyamet
bilirim ki yazdığım her şiir
kafeste tutulan bir halktan emanet
03/08/2018
04:32
ali rıfat arku
istanbul
5.0
100% (3)