0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
545
Okunma
sağanaktan bir duaya karşı örtünüyor
çaresizliğine kılıf biçen insanlar
teni geçen deprem
tine vuran çalar saat
boş bakışın dolduramadığı duygu kabı
bırakıp gittiklerimizden arta kalıyoruz
bu yüzden biçimsizlikten müteşekkil varlığımız
alnımızdaki aynanın ayıbı
bir bozgunun elleriyle kavramak dünyayı
bir kaçağın gözleriyle seyretmek dinginliği
göçebe hatıraları çiğnerken
su kenarında yerleşik hayatı giyinen benliğimiz
ufka kapanmaz bir delik açıyor
modern çağın tamtamları
oysa ki dönüp dolaştığımız yer
bir gölge boyu yalnızlık
renklerin arasında duyumsamadığımız
hilesi hurdası ve ustası
bir çiğnem ot olan arzın düşürdüğü
kabzası zehir içen bir hançerin sızısı
ete değmeden sapından kanayan
örsün öksüz bıraktığı
nadide bir işçilik harikası
hayra alamet değil bu vakitler
neyi unutup neyi sustuğumuz belli değil
bir muştunun peçesini kaldırınca merak
tohumları çatlamış bir sesi bölüşür uçurumlar
ezelin gövdesindeki yarıktan ebede bir girdap açılır
ezilmiş bir çiçeğin dalında dumura uğrayan nefes
rüzgardaki isyana katılır
merhamet bir kışlaktan ötekine gitmeyen sıla
kolları yara bere içinde fütursuz bir garip bekleyiş
yolları örten kar dağları gizleyen sis
bir sevişmenin izi olamamış kavuştak
ölümün teninde kıpırtısızlığı çiğneyen zaman
ağzından kuşkular korkular dökülen çömlek
ateşin toprağa bıraktığı fitne
kül nezdinde dik duruşun yaygarası
30/07/2018
2353
ali rıfat arku
istanbul
5.0
100% (1)