sen olmasan güzelim şems doğar mı yarınlara
yeller anımsayabilir mi esmeyi
bulutlar umut olurlar mı yağmurlara



sen olmasan meleğim starlar hasret kalırlar mı sevdalara
imgeler becerebilir mi düşlere girmeyi
dayanabilir mi yürekler çektiği acılara



sen olmasan bir tanem katlanılır mı hicranlara
mah yadsıyabilir mi dünyanın etrafına dönmeyi
duygular çıkarlar mı bu denli ortalıklara



özledim çok özledim gözlerinin rengini
hasretin pervasızca yayılıyor üç boyutlu mekânlara
sen yoksun
kuşlar grev etmiş ötmüyor
balıklar bile takılmıyor oltalara
eğlenceler de heyecan coşku kalmamış
kelimeler muhalefet ediyor okunan şarkılara
ahu olmuş tüm nevaleler sanki
tat vermiyor eskisi gibi ağızlara
cıvatalar yalama yapmış tutmuyor
halel gelmiş tüm kalibrasyonlara



denizleri akarsulara geri getirebilirmisiniz
gök kuşağını sığdırabilir misiniz çanaklara
ben seni nasıl çıkarıp atayım içimden
nasıl adapte olayım sensiz yaşamlara



vazgeçemiyorum senden canımın içi
gün geçtikçe burnumda tütüyosun
gerisi laf be sülünüm
sen beni bitiriyorsun
sen ruhumun son bulgusu
içimde yanan kor ateşsin
sen iki gözüm, iki çeşmem
tek dileğim, özlemim sin
sen ömrümsün, ömrüm
otantik neşem sin



kayıplarımızın icmalini çıkarmayalım lütfen
gel sayalım onları karşılığı olmayanlara
tebessüm ettik ilk attığımız adımlara
içimizden yansıyanlara tebessüm ettik
ürkek davrandık belkide
belkide ihtiyatla yanaştık oluşabilecek sonuçlara



biliyorsunuz önce senaryo yazılır
sonra sıra gelir rol almalara
biz senaryosu yazılmayan bir filimde oynamak istedik
merak uyandırsın diye seyirci olanlara
olayları işin akışına bıraktık
sevda bardağını çektik Kardak kayalıklarına
aşkımızı yudumladık dudak dudağa
yorgunluğumuzu serdik yerden yere
sevinç göz yaşlarımızı bıraktık
mavi sulara



sonra iki elimizi yumruk edip havaya kaldırdık
mutluyuz mutluyuz diye bağırdık
deklere ettik ve yolladık
haberi olmayanlara
yolladık seni ve beni anlamayan
yalan yıllara