6
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
1527
Okunma
Hızlı geçiyor günler, gelecek oldu dünler
Salçalı kuru ekmek, acı tütün başında
Öyle tatlı gelirdi paslı parmaklar ile
Tavşan kanı isli çay, bir topan peynir ekmek
Sazlık çardak altında yoktu ki koyu gölge
Ayaklar çırılçıplak! bütün yaz sere serpe
Ağaç gölgelerinde geçer bütün çocukluk
Çocukluk yaşamadan, ömürler geçer gider
Kuş öter sevinirsin, sabah serinliğinde
Kuyu suyu çekersin, yerin derinliğinde
Karpuz kavun mis kokar güneşi gördüğünde
Kara laptan bal damlar boynunu büktüğünde
Yazların gelir geçer tel araba, bez bebek
Otları sarar durur bahar tırtıl kelebek
Emeksiz olmaz toprak tütün pamuk her dilek
El açarak duanın rahmetinde bereket
Kalmadı uzaklarda hayatında tat ve renk
Eski don eski şalvar yeni fistan bayramlar
Her bahar papatyalar donanır kırlar bayırlar
Toprağına gömülen hayaller ve savaşlar
Bir çocuk doğar her gün dünyayı değiştiren
Bilmezsin yaşadığın masal olacak birgün
Gümbür gümbür yüreğin her mevsim sana düğün
Küstüğün barıştığın topraktır hep dövdüğün
Kıymetini bilmeden harcadığın şu ömrün
Gün gelip hesap sorar gökteki yıldızlardan
Ayışığında sessiz pencerenin önünde
Geçmişten sana kalan bin hatıradır yaban!!
Nasıl geçti o günler sanki bir rüyâ gibi
Acı tatlı kolkola kar ile boran gibi
Anlaşılan çocukluk sap ile saman gibi
Geçti bahar çağları tadını alamadan
Çok yol aldık geçmişten ne umdunda ne buldun
Bulutlar kabarmışlar gözlerin dünden dolgun
Bir garip halin artık gül benzin sarı solgun
Yüz çevirdin toprağa yüreğin kırgın yorgun
Kalmadı dudağında eski gülücük artık
Uzaklara dalıyor gözlerin uzaklara
Yeni eski karıştı bir garip yalan dünya
Çoluk çocuk düşüncen dökülür tüm yollara
Eski tas eski hamam ellere düğün bayram
Bu gün yarın tez geçer dünya denen köprüden...
Nurten Ak Aygen
07/07/2018
5.0
100% (16)