4
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
973
Okunma
temel toprağının ağırlığına
çöküyordu çatıları korunaklı kent
saydam burçlardan
algı kopartararak başını kaldırdı
kirpik uçlarına baktı uzun
su doygunu bulutun
-gözlerini ver bana dedi
sadece gözlerini
nasırdan avuçlarında
sığırcıkların dansından kalma kırık notalar
zamansızlığa koşarak gidenlerin servi kokusunu
sıvarken kör mezarcılar arsız ağda kumral saçlarına
uzak yakın savaşımların taciz izleri
yüreklerin saklısında
tekrarladı
sözün öznesine
vurgunun postalını basarak
-gözlerinin bebeğini
ve usul
mutlaklarından ayrıştı zamklı an
bir evren boyu soyunarak
gecenin kırılgan vitrinine
karanlığın beyaz çiçeklerine dokunabilenler
demir çitli kırlarından
-gözlerine dedi
tetikler kırarak sözlerden
gri kozasına sevişiyordu
zaman namluların hörgücünde
mavi kelebek
16012012
5.0
100% (9)