2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1656
Okunma

]
Bir bahar yolum düştü Câbilka denen şehre
Beş köprü kurmuşlardı, civarda akan nehre
Duymayan kalmamıştı muhteşem güllerini
Reyhanlar mest etmişti, şeyda bülbüllerini
Dallarda âşiyânlar, âşiyânda figânlar
Islanırdı seherde dikenvari müjgânlar
Ucundan damlayanlar göz yaşlarıydı gönlün
Umrunda olmazdı ki hiçbir goncanın, gülün
Dolaşırdı her sabah, bahçeyi yaşlı tabib
Şişesine damlardı şebnem, eşk-i andelib
Sarayın hekimiydi, deva yapardı derde
Zatı Lokman adıyla tanınırdı her yerde
Nice hasta ruhlara, şifa vermiş diyârda
Terk etmemiş kulları âh u zâr ile darda
Sadece aşka çare bulamamış kimyada
Bu defa da aramış, onu ilm-i simyada
Ziyân olmuş emeği ve de leyl ü nehârı
Düşünmek için yerdi nehrin iki kenârı
“Ah nasıl bulamadım aşka devayı,” derdi
Bu çaresizlik herdem çok zoruna giderdi
Yuvarlak havuz vardı sarayın gülzârında
Gül fidanları da boy, vermişti kenarında
Suyu kıpkırmızıydı, güllerin al renginden
Görünürdü bakınca pencerenin denginden
Havuza şarab akmış, sanırdı bütün herkes
Kırmızıya dönerdi, suda yansıyan makes
Tam yedi kapılıydı, bu diyâr-ı Cabilka
En güzeli, bakardı güneşe, yani Şark’a
Görmek için gelirdi, şehre akvâm-ı beşer
Derlerdi ki bu diyâr her meşakkate değer
Ağaçların dalları yükten değerdi yere
Meyveleri olurdu, yetince şekerpare
Bu gizemli ülkede bir padişah yaşardı
Behnaz’ın saçlarını şefkat ile okşardı
Şu dünyada tek varı, gözbebeği kızıydı
Annesiz büyümesi, kalbinde bir sızıydı
Servetini harcadı gönlü yorgun ihtiyar
İstedi ki Behnaz’ı olsun biraz bahtiyar
Tac u taht vardı ama huzur noksandı
İyice yaşlanmış ve yaşı ise doksandı
Azrail gelince kim bakacaktı Behnaz’a
Hala çocuktu yaşı, gelse de on dokuza
Onu zatından fazla, seviyordu padişâh
Bûseyle uyanırdı esmeden bâd-ı sabah
Kızıl saçlar yastığa dökülmüş gülleriydi
Onu her gün toplayan, şefkatli elleriydi
Hemen tek tek toplardı yapışanı kılıftan
Her sarıldığında saç olurdu mavi kaftan
Topuz gibi yapınca ne güzel görünürdü
Fazla değil çok hafif boyalar sürünürdü
Boyu da bir yetmişi muhtemelen aşardı
Cemalini görenler, hayran olup şaşardı
Dili baldan tatlıdır sözü en doğru tarif
Parmakları da öyle güzel ve öyle zarif
İpekten yumuşaktı, yanakların derisi
Sureten benzersizdi bu sarayın perisi
Her şeyi vardı ama mutsuz idi Behnaz
Kalbi hayli narindi, kırılgandı da biraz
Güzeldi ama gönlü boştu sevdadan yana
Yürümemişti bir gün, bir âşıkla yanyana
S / ÂYE 17 HAZİRAN 2018 / CABİLKA
Kelime:
akvam-ı beşer. Kavimler
makes: yansıma
leyl u nehar: gece gündüz.
eşk-i andelib: Bülbülün gözyaşı
bâd-ı sabah: sabah yeli[ /kalin
5.0
100% (4)