2
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
998
Okunma

Sürgüne mahkûm olan düşlerim senin olsun
Gidiyorum İstanbul, sokakların boş şimdi
Hiçliğin paydasında varlığımı sezeli
Yaşanmayan yılların üzeri sana kalsın
Bağrına demir atan külümle tutuş şimdi
Olmadığı sürece aradığım yâr sende
Feleğin aynasına tutunması zor sende
Gördüğüm kördüğümü göz ucuyla süzeli
Aklına posta koyup barınanlar kör sende
Bilesin nazarımda her yanın bir hoş şimdi
Kabul edilen safta olmayınca dilekler
Ciğerimin hâlini kıskanınca elekler
Söylenmemiş sözlerle hünerine kızalı
Ya sabır çekişimi kaydederken melekler
Yoldurur ellerime, her gecen saç baş şimdi
Aklım aciz kalınca, Hacivat işlerine
Bir mana katmayınca, varlığı düşlerine
Vuslata giden yolun kuyusunu kazalı
Düşmeyince gölgesi, kaldırım taşlarına
Cemrelerin firarî, yaz, baharın kış şimdi
Dut yemiş bülbüllere döndüreli dilimi
Gecelerin hakkından çektireli elimi
Aldığım her nefeste damarımda gezeli
Acemi sakilerle kesiştirip yolumu
Gözün aydın sayende gezerim ayyaş şimdi
Entrikanın hasına tahammülüm bitince
Azimle beslediğim umutlarım yitince
Vurgunların bendini cemalime çözeli
Gam selinin damlası cana çalım atınca
Ellerimle sunduğum kargışla tanış şimdi
Güle mühür vuranın düşlediği mekânsın
Çok sevda öyküsünün kışladığı mekânsın
İkindi sularıyla her gün ara bozalı
Cümle ayrılıkların başladığı mekânsın
Hayallerimden ettin, etmezsin kuruş şimdi
Çıkıp gelecek diye yollarını gözlerken
Kirpikleri kasarak hüzünleri gizlerken
Takvim yapraklarına kırgın akşam yazalı
Kayıtsız kalıyorsun, ölesiye özlerken
Sayende Delibal’da, surat bir karış şimdi
Celil ÇINKIR - DELİBAL