Billahi ağyara yoktur hevesim
Zaten gelmiyor ki onu sevesim
Açılır açılmaz, şu ten kafesim
Sana geleceğim yüce Efendim

Az kaldı diyorlar vakt-i vuslata
Erdir ruhumu ey dost kemalata
İnce boyun geçmiş halde halata
Sana geleceğim yüce Efendim

Emanetini ver, okuyam şimdi
Yazılan cümleler geçmişimdi
Hasret göz yaşımı iyice emdi
Sana geleceğim yüce Efendim

Onlar bekler beni, açılmış eller
»Selamla« eğilir, kuşaklı beller
O gece akınca gözümden seller
Sana geleceğim yüce Efendi’m

Gözcüler dedi ki yolculuk yakın
Müjde var semaya umutla bakın
Aydınlandığında sen kez afakın
Sana geleceğim yüce Efendi’m

Tam altı yıl olmuş, »s ı r r a« ereli
Çıkmadım dergahtan girdim gireli
»Karanlık« ne bilmem nuru göreli
Sana geleceğim yüce E f e n d i m

Talim u terbiyem bitti rehberim
Şahsını sevmekle, arttı değerim
Adımı anınca son peygamberim
Sana geleceğim yüce Efendi’m

İki yüzlülerden, dersler aldırdın
Ol maskelerini birden kaldırdın
Aşkın deryasına, gece daldırdın
Sana geleceğim yüce Efendi’m

Çoğu dökülecek yürürken yolda
Bulunca çökerler serin bir dulda
O »ışığım« sağda, gözcüler solda
Sana geleceğim, yüce Efendi’m

S / ÂYE 31 MAYIS 2018 / ESKİŞEHİR