1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1161
Okunma

Aşkı yaşamalısın ölmeden son bir defa
Mor düşlere dalmalı, gecelerin gözleri
Gülmelisin yastığa konulduğunda kafa
Ruhunda çınladıkça, sevgilinin sözleri
‘Aşkı’ yaşamalıyız yarın ölecek gibi
Yok, ne atinin ne de mazinin telafisi
Sevgiyi tatmalıyız, ecel gelecek gibi
Simaya yansımalı, sinelerin mahfisi
Bir ağaç gördüğümde sürerim sağ elimi
Tatsın diye sevgiyi, kurumadan yaprağı
Hayatımı kemiren, zaman bükse belimi
Güzel ak saçlarına, ben vururum tarağı
»Kedileri« severim, onlar da »Cemil Beyi«
Sevgisiz yaşayamam, vallahi de yapamam
Altın ve e l m a s l a r l a kaplasalar Kabeyi
Ben aşksız, Efendime, sevgilime tapamam
Hayata baktığım yer gönlümün penceresi
Güneş ışıklarından, mendil işledim sana
Ne olur, göster yanan yer kalbinin neresi?
Sarayım onu Leyla, hadi ver, ver de bana
Bu şiir çınlayacak, zamanın kulağında
Ebedi düşmeyecek, kitapların dilinden
Aşk karşına çıkacak özümün kılığında
Ve gece alacağım saçının bir telinden
Sevginin değerini geç anlamış biriyim
Acele ediyorum, seni çok sevmek için
Aşkın ete kemiğe bürünmüş tabiriyim
Allah beni yarattı Leyla’yı övmek için
Neden anlamıyorsun r u h u m u n isyanını?
Ben Adem’im, uğruna Tanrıya kafa tutmuş
Bu »gerçek« mi sıkıyor, yoksa tatlı canını?
Ben âşıkım, uğruna, zehr-i hicrânı yutmuş
S / ÂYE 1 HAZİRAN 2018 / ESKİŞEHİR
Mahfi: gizli şey
Hicrân: ayrılık.
Ati: gelecek
5.0
100% (4)