Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki,
Herkes birbirine çatıyor ağam,
Bilmem nasıl bir yük taşıyoruz ki,
Derdimize bin dert katıyor ağam.

Lalesiz sümbülsüz, dağlar perişan,
Bahçe harap olmuş, bağlar perişan,
Bülbül ahuzarda, ağlar perişan,
Gülistan da karga ötüyor ağam.

Tohum başkalaşmış, tarla bozulmuş,
Saygı rafa kalkmış edep ezilmiş,
Her şeyin önüne çıkar yazılmış,
Dost seni bir pula satıyor ağam.

Kalem bırakılmış, silah var elde,
Muhabbet yok olmuş, kin var gönülde,
Evvel şeker, şerbet, bal olan dilde,
Şimdi diken bitmiş batıyor ağam.

Bir türlü dünyadan geçemiyoruz,
Kirinden pasından kaçamıyoruz
Şaşırdık doğruyu seçemiyoruz,
Bilmem ki bizi ne, tutuyor ağam.

Yeter yalan dünya bu kadar yeter,
Sen bizi harcadın ettin bin beter,
Mezarlığa doğru gitse de katar,
Yürekte çok emel yatıyor ağam.

Süleyman diyor ki, kurulmuş Pazar,
Satılmış ne varsa hep azar azar,
Şu zaman denilen, görülmez hızar,
Ömrümüzü biçip, yutuyor ağam.

Süleyman Şen