Bu sabah huzur kokuyor rüzgâr
Çek bir nefes daha
dağılsın yüreğini acımasızca boğan efkâr
burnunu buz tutturan o dolu kevek kar
Erisin ılgıt ılgıt ayaza inat...

Ucu bucağı görünmeyen
Denizler misali
kocamandı yüreği
Ve
Bir sevdanın kollarında yıldız olup
Mavi göklere gönendi...

Pembe bulutların kirpiklerinden
Yeşil başlı dağların yanaklarına
Bardaktan boşalırcasına
Oluk oluk sevda yüklü ağıtlar inerken...
Sinesine tutam tutam
kekik kokulu türküler sindi...

Neden böyle masum
böyle ürkek gülüşlerin.
Hazana mı yenik düştü muhabbet otağı düşlerin....

Ben...
Senin mezarının başında matem tutmaya değil
Ağı zehir de olsa
Nefesini nefesime katıp
Aşkını kadeh kadeh içmeye talibim be sevgili...

Bazen
Saat kıskanır
Saltanat kıskanır
Sabır uslanır
Bazen de
denk getirmez hayat
Nasip değilmiş der çeker gidersin...

Git
Hadi git
Nev baharın
nazlı çiçeği
Git
Gideceksen
Götür yüreğimi
Cehennem çukurunun kenarına
Son bir defa sarıl sıkı sıkı
Gözlerim kalbinden sızan aşk ile dolsun
Bir veda busesi ver
Tadı ilk günki gibi unutulmaz olsun
Hadi ilk ve son defa dinle sözümü
Son isteğim
Son arzum bu senden
Eğer ki bu kadar bıktın ise benden
Unut acı tatlı yaşanmış günleri
Dünleri
Yarınları
Zamanı asla dönmezsin ki geri
Yüreğim yangın yeri
Hadi vur
Vur bir tekme var gücünle
Ve arkana bakmadan dön git
Hadi
Git
G
i
t
.
.
.
Gidebilirsen....