1
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
759
Okunma
Bu yıl
Küçük benlik tohumlarının çatırdaması uzun sürdü bu yıl!
Bahar kapıya dayansa da hep geç kalırdı meyve veren alerji tohumları ağaçların.
Yaşam sesini hafiften de olsa duyurmaya ne kadar meraklı.
Duyuyordum
Mikrosunda büyülenmeyi acilen bırakmam lazım!
Sesim son seferki gibi dijital saatlerin çınılarıydı tek tük göğümdeki yıldızların
Yarım kalan hayallerle gizli üç beş sayfanın köklerini suluyorum gecelerin.
Yirmisinde de olsa kırkın kürkünü tozlarcasına kokluyorum.
Şimdi zulüm dedikçe o bile dizginler oldu bendekileri
Kara perdeleri toz pembelere dönüştürmeyi ne ara unuttum ki ben?
Ara sıra merhabalık kapım çalınır
Kırık kişilikler döküntüleriyle tamamlanmaya gelmiş olur hep
Paramparçalara sürülürcesine
Kırılmalarını gözlüyorum
Gidin demek istiyorum
Gidin desemde akıl edip belli zamanların sonrası
Çoktan gidenlerim olmuş ve bitmişlerdir
Böylesi anlık molalarda yok olup coğalmak ve titizlikle oluşmam gerek
Ama nafile acıyı hissediyorum
Sessizliği tesadüftür derinden gözlemlemeye başladım
Çığlıklarını ancak bu şekilde duyar oldum şarkıların
Insanları şimdilik boşverip
Rüzgarı kestiririm iliklerime
Rüzgarımı kesene acımam bilinsin
Kelebekleri izlemeyi korkutanlara da sağlam bir yumruk indiresim var!
Çünkü buharlardan hiç bu kadar nefret etmedim bu yıl!
5.0
100% (8)