Farklı bir yer
Yuva gibi değil
Dedikleri gibi olur sanırdım
Masum yüzüm, alın huzur, bir iki çit bahceme sınır ve bir ufak sandalım
Farklı bir sürü hikaye taşlıklarıma takılan
Cennet mi hayır
Dünyadaki hakkım
Fakat sadece korkulukları kaldı tarlalarımın
Yalnızım, azım sesim çıkmıyor belki
Ben mi yabancısıyım bu kadar yoksa
Sanki buraya hiç ait değilmişim gibi
Gülüşleri eski, kaygısı tufan
Bu bataklık dünyanın
Sonu basit bir yarın kadar
Dram tüter bacalarından
Ölüm kokuyor buram buram
Kıkırdaklarında
Bu farklı bir his
Sahi eskilerimi özlemle
Ehil bir gözlemle
Yağdetmeye mi başladım
Küçüklüğüm kayıp mı şimdiden
Bu bana bu kadar ayıp mı!

Ya bugüne kalan zor yaşamın yorgun çocukları
Öksürür sokak gidin dercesine burdan
Bide size katlanamam
Beni rahat bırakın!
Yine mi hazin yine mi sonbahar
Elele bile tutuşmayı unutturan
Gözgöze bakışmayı
Yanyana yakışmayı...
Nefret süzüşleri tüm arkadaşlıklarda
Vay haline yaşıtların
Yalan sevdadan bitme bir mutluluk
Banada
Banada öylesi kalmasın
Ne olur

Farklı bir renk gökkuşagını kuşatan
Derinden kanayan farklı bir girdap
Çöpleşti mevsim
Yitik hevesim ziyan
Zehirleşti aşk okları
Gürü kalmayan ormanların dallarında
Masumiyetlikte dolu dizgin ifşa sürgünü
Kırılan kuş kanatlarından duyulan göçmen türküleri
Yankı olur yıldızlara aya

İstememek olmaz
Parazit miyiz ki biz
Bulaşmamalı uzaklar ümit şiirlere
Korkuluk nakaratları dizelere dolaşmamalı
Yas tutsun acılar farklılıklarına sevapların
Azınlıklardan geriye böylesi ütopya kalmamalı