0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1603
Okunma
boğuk bir akşam üstü
ışığını yitirmiş bir yıldızla konuşuyorum
belki bir papatyanın güzelliğini anlatıyorum ona
belki bir kardelenin ne kadar özel olduğunu
yada bir yağmur damlasının güzelliğini
seni anlatıyorum belki
senin en değerli varlığım olduğunu
soğuk bir akşam karanlığında
bir cadde de, bir özlemi arıyorum
bütün basamaklarını yürüdüğüm bir köprüden geçiyorum
saçları kaldırım taşlarına sürünen bir ayak sesi
ve avazı çığlık çığlığa
bir yalnızlık susarcasına göğsüm üstünde
yıllanmış bir özlemin arasında yürüyorum
sonra kaldırım taşlarını sayıyorum
sanki bir çiçeğin yapraklarını okşar gibiyim
yıpranmış bir çiçek gibi
soğuktan üşüyen bir çiçeğe dokunuyorum sanki
oysa acucumda yüzyıllık bir yalnızlık var
fırtınalı rüzgarlardan başka kimsenin dokunmadığı
gözlerim buğusunu yitirmiş bir dağ gibi
ne maviyi görebiliyor artık
nede güzel gülebiliyor
her gece bir karanlığa yumuyorum
sonra seni her yerde aradım
sana "seni seviyorum" demek için aradım
yatağımdan bir akşamüstü kalkıp su içe gibi aradım
bir sahilde bir kum tanesini arar gibi aradım
sonra bir yıldızın güzelliğinde buldum seni
yıldıza sen diye baktım
sen diye penceremden yatağıma aldım
sen diye seni seviyorum dedim
sarıldım, birlikte uyuduk
uyandım, hala koynumda uyuyorsun
gri bir akşamüstü
bir yalnızlığa seni anlatıyorum
ibrahim dalkılıç
06.04.2018
20.50 izmir
5.0
100% (1)